Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Selçuklular Döneminde Bağdâd'da mezhep mücadeleleri (1055-1152)
Özet
Hz. Peygamber'in (öl. 11/632) vefatından sonra başlayarak X. yüzyıla kadar Müslümanlara arasında muhtelif sahalar yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle siyasî, itikâdî ve fıkhî mezhepler ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Günümüz mezhepler tarihçilerinin tasniflerine göre İslâm mezhepleri siyasî, itikâdî ve fıkhî olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Siyasî etkenlerle Hâricî ve Şîa (Şiîlik) mezhepleri ortaya çıkmıştır. İtikâdî mezhepler, iman esaslarına dair ihtilaflardan doğan fırkalardır. Bunlar; Cebriyye, Kaderiyye, Mürcie, Mu'tezîle, Kerrâmiyye, Ehl-i Sünnet'in Eş'ariyye, Mâturîdiyye, Selefiyye gibi fırkalarıdır. Dinî hayat ve hukukî işlerle ilgili ihtilaflar sonucunda da fıkhî (amelî) mezhepler ortaya çıkmıştır. Sünnîliğin alt kolları olarak tanımlanan Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri fıkhî fırkalardır. İslâm dünyasının muhtelif bölgelerinde taraftar bulan söz konusu mezheplerin, günümüzde de mensupları bulunmaktadır. Bunların dışında bugün mensubu bulunmayan Sünnî mezhepler de vardı: Hasan el-Basrî mezhebi, İbn Şübrüme mezhebi, İbn Ebû Leylâ mezhebi, Evzâî, Süfyânî Sevrî mezhebi, Leys b. Sa'd mezhebi, İbn Râhûye mezhebi, Ebû Sevr mezhebi, Zâhiriyye, Taberî'nin mezhebi. Ayrıca Zeydiyye ve Ca'feriyye gibi Şiî fıkıh mezhepleri de mevcuttu. Bağdâd şehrinde Ortaçağ'da söz konusu mezheplerden Şîa, Sünnîliğin Hanefî, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî ve bunlarla bütünleşen Mu'tezile, Eş'ariyye, Mâturîdiyye, Selefiyye gibi itikâdî mezhepler, yine Zâhirî, Süfyânî Sevrî mezhebi ve Taberî mezhebi mensupları mukimdi. Selçuklu döneminde ise şehirde yoğunluk sırasına göre Hanbelî, Şâfiî ve Hanefî mensupları ağırlıklı olarak yaşamaktaydı. Ayrıca bireysel olarak Mâlikî, Mu'tezilî ve Zâhirî müntesipleri de ikamet etmekteydi. Şehirdeki Şiîler ise büyük oranda İmâmiyye Şîası'na mensuptu. Bağdâd'ın mezhebî açıdan kozmopolit yapısı, mezhepler arasında görüş ayrılıklarını da beraberinde getirmiştir. Tarihsel süreçte özellikle 334/945 yılından itibaren Bağdâd'da hâkim olan Şiî Büveyhîler döneminde Sünnî-Şiî fizikî çatışmalar yoğun olarak yaşanmıştır. Çatışmaların temel nedenleri şunlardır: Şiîlerin Hz. Ali dışındaki halifeler ile sahâbeye sövmeleri ve hareket etmeleri; farklı ezan okuma usulü; Şiîlerin Âşûrâ matemi ve Gadîr-i Humm Bayramı ile Sünnîlerin Mus'ab b. ez-Zübeyr matemi ve Yevmü'l-Gâr Bayramı'nda sergiledikleri âdetler ve tavırlar; özellikle Şiîlerin hâmileri Büveyhîlerin desteğini alarak Sünnîlere karşı üstünlük elde etme çabaları. Çatışmalarda pek çok insan hayatını kaybetmiş, yaralanmış, kitaplar, evler ve şehirler tahrip edilerek İslâm medeniyetine ciddi zararlar verilmiştir. Ayrıca grupların birbirlerine daha da düşman olmasına neden olmuştur. İki grup arasındaki çatışmalar, Selçukluların 447/1055 yılında şehre hâkim olmalarına kadar devam etmiştir. Sünnî Selçukluların gelişi ile Şiîlerin sindirildiği ve otoritenin desteğiyle Sünnîlerin güçlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim Büveyhîler dönemine nazaran Sünnî-Şiî çatışmaları büyük oranda nihayete erdirilmiştir. Ancak Selçuklu otoritesinin zayıflaması ile zaman zaman Şiîlerin mücadeleye girdiği de görülmektedir. Hanefî mezhebine mensup Selçuklular ile birlikte Sünnî mezhepler hâkim konuma yükselmiş, idarî, ilmî ve kültürel manada gelişim göstermişlerdir. Nitekim özellikle şehirde inşa edilen medreseler aracılığı ile Şâfiî, Hanefî ve Hanbelî mezhebinin gelişimi ve yayılımına katkı sağlanmıştır. Ayrıca medreseler vasıtasıyla Şiî düşüncesine karşı ilmî manada da mücadele edilmiştir. Bu dönemde Bağdâd'da üç Sünnî mezhepten de birçok önemli mezhep âlimi faaliyet göstermiştir. Selçuklular döneminde özellikle itikâdî mezheplerden kaynaklı Hanbelî-Mu'tezilî, Hanbelî-Eş'arî ve Eş'arî-Mu'tezilî çatışmaları da yaşanmıştır. Ayrıca nadiren Hanefî-Şâfiî çatışması da görülmektedir. Selçuklu idaresi bu durumlarda bir mezhebi desteklemek yerine olayları yatıştırmak amacıyla dengeli bir siyaset uygulamıştır. Abbâsî halifeleri Şîa karşısında Sünnîleri desteklemekle Sünnîler arasında genellikle dengeli bir politika izlemişlerdir. Bununla birlikte dönemin halifelerinin Şâfiî veya Hanbelî mezheplerine mensup oldukları anlaşılmaktadır. Selçuklular döneminde Bağdâd'daki mezhep mücadelelerinin konu edildiği bu çalışmanın ilk bölümünde dönemin Bağdâd'ında mezhebî yapı, ikinci bölümünde Abbâsî halifeleri ile Selçuklu sultanlarının mezheplere yaklaşımı ve ilişkileri, üçüncü bölümünde dönemin Bağdâd'ında düşünce iklimi ve mezheplerin fikrî mücadeleleri ve dördüncü bölümde ise dönemin Bağdâd'ında meydana gelen fizikî çatışmalar incelenmektedir.