Özet
Bu tez çalışması, son dönem Osmanlı'da başlayıp Cumhuriyet'le devam eden süreçte Kürtlüğü sorunsallaştıran bilimsel ve/veya bilimsellik atfedilen metinlerin epistemolojik analizini yaparak, şimdiyi kuran tarihsel kategorileri anlamaya çalıştı. Böylelikle Kürtlerin geçmişteki bilinme (savoir) biçiminin bugünün hakikati, deneyimi ve pratiği üzerindeki etkisini tartışmayı hedefledi. Bilimsel bilgi hem yönetimsel mantıkla işleyen devleti belirler hem de yönetim stratejileri ve teknolojilerince belirlenir. Bununla ilişkili olarak bilimsel bilgi bir tür hakikat inşa ederek bireyin, toplumun, devletin mevcut ve muhtemel bilme, düşünme, söylem üretme ve pratiğini tanımlar. Bilimsel bilgi inşa ettiği hakikatle birey, toplum, devlet ve bizzat Kürtlerin, Kürtlükle ilgili söylemini, bilgisini ve tasavvurunu tanımlar. Zira tarihsel bir söylem hem döneminin epistemesi tarafından koşullanır hem de farklı formlarda da olsa şimdiye taşar. Haliyle Kürtlerle ilgili üretilen bilimsel bilgi, üretildiği tarihsel dönemle sınırlı bir söylem değildi. Aksine oluşturduğu hakikat etkileri, öznellik, güç ve stratejik süreçlerle sonrasında üretilen bilgiyle eklemlenerek varlığını sürdürüyor. Dolayısıyla Osmanlı'nın son dönemlerinde üretilen bilimsel bilgiyle Kürtlük üzerinde bir hakikat inşa edildi ve söz konusu hakikat Cumhuriyet'le birlikte iktidar stratejisine eklemlenerek bir hakikat rejimine dönüşüp toplumsal ve siyasal alana dayatıldı. Bu dönemde Kürtlere dair oluşturulan hakikat, günümüzde de farklı söylem, pratik ve temalarla varlığını devam ettiriyor.