Özet
Bu çalışmada XX. yüzyılın ilk yarısı Türk edebiyatı tarihindeki seyahat yazıları seçilmiştir, seçilen metinlerin ortak noktası Avrupa gezileri neticesinde kaleme alınmalarıdır. Bu metinler dışarıda olanı -yabancıyı- tanıma-anlama gayretindedir. Anı formunda kaleme alınan bu yazılar hem tarih hem de edebiyat bölümlerinde değerlendirilmiştir. Bu çalışmada ise seyahatler, bir türün içinde değerlendirilmek yerine sosyolojik bir bakışla düşünceye açılmak istenmiştir. Bu sebeple ilk olarak şu soru sorulmuştur: "Seyahat bir bilgi formu olarak düşünülebilir mi?". Bu sorunun ışığında, duyu verilerinden gelen bilginin seyahat içinde nasıl bir tahayyül oluşturduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Elbette bu tahayyül her yazarda farklı ritimlerde açılmış ve ortaklaştırılması hiç de kolay olmayan parçalar olarak bu okumanın içine dahil olmuştur. Ele alınan tüm seyahatlerin merkezinde Avrupa'nın olması ise bu okumaya belirli işaret noktalarının koyulmasına sebep olmuştur. Seyahatlerin kaleme alındığı zaman dilimi, Osmanlı-Türk modernleşme sürecinin farklı veçheleriyle tartışıldığı bir dönemdir. Bu dönemin odak noktasındaki tartışma, Avrupalı olmanın veçheleri üzerinedir. Seyahat metinleri ise bu tartışmaların uzağında kendi gündelik ritimleri içinde bir Avrupa seyri sunmuştur. Çalışmada bu seyrin ortak ritimleri belli başlıklar altında toparlanarak anlaşılmaya çalışılmış, bunun neticesinde takip edilen izler, Avrupa merkezcilik bağlamında tartışmaya açılmıştır.