Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Türkiye kıyı alanlarında yönetim ve mülkiyet meselelerine yönelik bir model önerisi ve modelin mekânsal planlama çerçevesinde meselelere etkileri
Özet
Kıyı dediğimiz alan aslında katı dünya ile sıvı dünya arasında duran bir sınırdır, bir ara kesittir. Katı dünya olan toprak ve sıvı dünya olan su, insanlık için en değerli yaşamsal kaynaklardır. Dünyada, toprağın da suyun da arzı sabittir ve insanoğlu bu iki ana kaynağı tüketmektedir. Suya yaklaşan her kara parçası, insanlar için çok daha değerli olmuş ve bu yüzden kıyılar nerdeyse dünya nüfusunun üçte ikisini çeperlerine çekmiştir. İnsanların kıyı alanlarına olan ilgisi ve müdahalesi arttıkça, kıyıda tahribatlar artmış ve bu alanlarda telafisi mümkün olmayan zararlar doğmuştur. İnsanların suya yakın olma isteği, kıyıyı mülk edinme arzusu ve kıyıdan menfaat sağlama güdüsü kıyılarda çeşitli meseleleri doğurmaya başlamıştır. Kıyılardaki meseleler, bu tez çalışmasında iki ana başlık altında toplanmıştır. Meselelerin ilki mülkiyet meselesi, ikincisi ise yönetim meselesidir. Her iki meselenin mekânsal planlama süreçleri ile yakından ilgisi bulunmaktadır. Kıyıdaki mülkiyet meselesi, kıyıda, özel mülkiyetin olması, kamu mülkiyetinin olması, tapuda tescil dışı alan olması yönleri ile irdelenmiş, özel mülkiyet sorununun doğuşu, gelişimi, özel mülkiyete müdahale edilmesi ve müdahalenin getirdiği yargısal süreçler ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Kıyı yönetimi kavramı, kıyıyı, koruma, izleme, denetleme, tasarruf etme, planlama ve uygulama süreçlerinin yasal düzenlemeler doğrultusunda işletilmesi konuları özelinde tanımlanmış ve meseleler, kıyı alanlarında koruma-kullanma ilişkisinin koruma yönünde sağlanamaması, izlemede ve denetlemedeki yetersizlikler, tasarruf meseleleri, yetki meseleleri, planlama ve uygulama sistemlerinin yetersizlikleri bağlamında açıklanmıştır. Türkiye'nin kıyı yönetimindeki ve mülkiyet rejimindeki meseleler irdelenip ortaya konulduktan sonra örnek olarak seçilen Fransa, İtalya, İspanya, Letonya, Danimarka ve Rusya ülkelerinin kıyı yönetimi ile mülkiyet ve kadastro rejimi incelenmiştir. Kıyıyı koruma noktasında yoğun bir çaba içinde olan Fransa, incelenen diğer ülkelerden güçlü yönetim ve mülkiyet rejimi ile ayrışmıştır. Letonya ise mülkiyet hakkının güçlülüğünün kabulü noktasında, kıyıda mülkü olan kişinin, bu mülkünden faydalanamamasından ötürü mahrum kaldığı faydayı tazmin eden tek ülke olarak göze çarpmıştır. İncelenen ülkelerin bazıları kıyının doğal niteliğinden daha fazla faydalanma amacı gütmüş bazıları da kıyının ekonomik ve kalkınma gücünü daha fazla kullanmayı yeğlemiştir. Kıyının ekonomik ve kalkınma gücünü kullanmayı tercih eden Türkiye, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin kıyı yönetiminde özellikle kıyıların korunması noktasında zafiyetler oluşmuştur. Sonuçta bu tercihler, kıyının yönetim ve mülkiyet yapısını değiştirip dönüştürmüştür. İncelenen ülkeler, Türkiye ile karşılaştırılmış ve böylece ideal bir kıyı yönetimi ve mülkiyet rejimlerine ilişkin çıkarımlarda bulunulmuştur. Örnek olarak seçilen ülkelerin Türkiye ile karşılaştırılması neticesinde, Türkiye'nin güçlü ve zayıf yönleri görülmüştür. Türkiye'de maalesef yıllardan bu yana kıyı alanlarında mülkiyet ve yönetim meselelerine yönelik çözümler getirecek bütüncül (holistik) çalışmalar ve araştırmalar yeterince yapılmamıştır. Bu durum, kıyıyı dominant bir pratiğin içine sokmuştur. Bu dominant pratik içinde kıyı alanları, her geçen gün kaybolmuş, erişilebilirlikten ve sürdürülebilirlikten uzaklaşmıştır. Bu sebeple, tez çalışmasında, mülkiyet ve yönetim meselelerin çözümüne odaklanılmış, kıyı mülkiyet yapısı derinlemesine irdelenmiş, kıyı yönetimi kavramı yeniden tanımlanmış ve yeni ortaya atılan kavramlar ile meseleler daha anlaşılır kılınmaya çalışılmıştır. Kıyılarda yaşanan meselelere daha holistik bir yaklaşım sağlayacağını ve meselelerin çözümüne yönelik önemli bir altlık olacağı düşünülen Kıyı Alanları Bilgi Sistemi Modeli oluşturulmuştur. Kıyı alanlarındaki mülkiyet ve yönetim meselelerin çözümüne yönelik bir sistem arayışı, modelin çıkış noktası olmuştur. Bu yüzden Michael Patton'un çoklu disiplinlerin çalıştığı, sistem perspektifi ve sistem teorisi yöntemi üzerinden bir model önerisi kurgulanmıştır. Kaldı ki kıyı, farklı nitelik, işlev ve fonksiyonları içerisinde barındıran çoklu disiplinlerin çalıştığı mekânsal bir alan niteliğindedir. Bu model kapsamında, kıyı alanları hem konumsal hem de kaynaksal olarak bilinir kılınmak istenmiştir. Çünkü kıyının konumsal ve kaynaksal olarak bilinir kılınmasının, kıyının yönetimine ve mülkiyet rejimine önemli katkılar sunacağı öngörülmüştür. Kıyının konumsal olarak bilinir kılınması için "kıyı kadastrosu" kavramı ortaya atılmış ve bu kavram geliştirilmeye çalışılmıştır. Kıyı kadastrosu ile kıyı, konumsal olarak sınırlandırılacak, sayısallaştırılacak, haritalandırılacak ve kayıt edilebilecektir. Bu kayıt işlemi tapuda tescil mahiyetinde olmayıp sadece tapuda yardımcı sicile kayıt mahiyetindedir. Bu kayıt ile birlikte neresinin kıyı olduğu, neresinin kara, neresinin deniz ve neresinin ise dolgu alanı olduğu açıkça bilinebilecek ve yıllara sâri olarak yaşanan değişiklikler gözlemlenebilecektir. Kıyının konumsal olarak bilinir kılınması ile birlikte kıyı, kaynaksal olarak da bilinir kılınmak istenmiştir. Bu sebeple kıyının, mevcut durumda, doğal nitelikli bir alan mı yoksa yapılı çevre nitelikli bir alan mı olduğunun tespitinin yapılması istenmiştir. Kıyının doğal niteliği yine kendi içinde, kıyının statülerinden kaynaklı korunan alan mı yoksa kıyının öz niteliğinden kaynaklı korunan alanı mı olduğu şeklinde ayrıntılı bir ayrıma gidilmiştir. Bu ayrım ile kıyının statüsünden kaynaklı bilinirliğin getirdiği korumadan faydalanılmak istenmiştir. Kıyının yapılı çevre nitelikli alan bilgisi ise kıyının mekânsal planlamasında ve kıyının tasarruf edilmesinde çok önemli görülmüştür. Bu yüzden yapılı çevre nitelikli alan, altı başlık altında sınıflandırılmıştır. Bu bilgiler, başta planlama özelinde olmak üzere kıyının yönetiminde oldukça önemli bir veri olarak değerlendirilmiştir. Tüm bu sonuçlar gözetilerek kaynaksal veritabanı geliştirilmiştir. Neticede, konumsal ve kaynaksal veritabanına dayanan kıyı alanları bilgi sistemi model önerisi oluşturulmuştur. Bu bilgi sistemi modeli kapsamında, veriyi toplama ve işleme sürecini, sistemin veri sağlayıcıları olan konumsal ve kaynaksal veritabanları yerine getirmektedir. Modelin getirdiği veritabanları aracılığı ile bazı örneklemeler hazırlanmış ve modelin geçerliliği, gerekliliği, uygulanabilirliği ve maliyeti tartışılmıştır. Kıyı alanları bilgi sistemi model önerisinin, kıyı alanlarının korunması, izlenmesi, denetlenmesi, kıyının tasarruf edilmesi, kıyıdaki yetki dağılımı, kıyının mekânsal olarak planlanması ve uygulaması konularında önemli katkılar sunacağı görülmüştür. Mekânsal planlama ve uygulama özelinde ise modelin, coğrafi ve sayısal veritabanı sağlayacak olması, eşik ve dağılım analizini sağlayacak olması, korunacak nitelikli alanları tespit edip özellikli koruma sağlayacak olması, kıyıdaki planlama alanını ortaya koyacak olması, yatırımcıyı ve yatırımcının talebini yönetmede ve yönlendirmede katkılar sunacak olması ve kıyıdaki mülkiyet yapısını ortaya koyacak olması başlıca faydalarıdır. Modelin kıyıdaki mülkiyet dağılımını sunmasından ötürü kıyı, mülkiyet açısından, müdahale edilmeye hazır hale gelebilecektir. Çalışma kapsamında, kıyıda özel mülkiyete müdahale için anlaşma yoluyla satın alma, kamulaştırma, imar uygulaması, mal değişim yöntemi, barter yöntemi, kıyı gayrimenkul değer sertifikası, ön alım ve bağış yöntemleri geliştirilmiştir. Kıyı alanları bilgi sistemi modelinin, mekânsal planlama ve uygulama ekseninde, etkin, verimli, bütüncül ve sürdürülebilir bir kıyı yönetimi ile daha eşit ve serbest kullanımı sağlayacak bir mülkiyet rejiminin kurulmasında önemli bir araçsallık sunacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [439]