Özet
Ionia kutsal alanlarında uzun zamandır devam eden araştırmalar, bu alanların kronolojisi ve mekansal organizasyonu hakkında detaylı bilgiler sağlamıştır. Bu kutsal alanların konumu ve tarihçeleri ise genelde kenti merkeze alan bir modele göre incelenmiştir. Bu model, kutsal alanların konumlarını kent merkezinde, kent merkezine yakın veya merkezin dışında gibi kategorilerle ilişkili olarak değerlendirmektedir. Buna alternatif bir model ise, kutsal alanların tarihçesinin fiziksel ve beşeri coğrafyayla kurdukları ilişkiye göre şekillendiğini kabul etmek yoluyla oluşturulabilir. Bu model, "beşeri coğrafyanın" kutsal alanların yer seçimi ve mekânsal organizasyonuna etkisini anlamaya özel bir önem verecektir. Ionia'daki Arkaik Dönem kutsal alanları bu gözle incelendiğinde, denizin bölgenin farklı kısımları arasında iletişimi sağlamanın en önemli yolu olduğu ve kutsal alanların sıklıkla denizle ve deniz yollarıyla ilişkili konumlarda bulunduğu gözlemlenebilmektedir. Anlaşılan coğrafi çevreyle kurulan bu ilişki, Arkaik Dönem dinsel topografyasının Bronz Çağı kalıntılarıyla belirli bir devamlılık göstermesinin de nedenini oluşturmaktadır.
Continuing archaeological research at the major sanctuaries of Ionia has revealed detailed information concerning their chronology and spatial organization. The location and the history of these sanctuaries has been investigated based upon a model that places the city at the centre of the territory. According to this model, the location of these sanctuaries has been classified under the categories: urban, semi-urban and extra-urban. However, an alternative approach to this model can be through recognising that the history of these sanctuaries was shaped by their interaction with both the physical and human geography. Applying this alternative model, one could go on to examine the impact of the "human geography" on the choice of the particular location and the spatial organization of these sanctuaries. Thus, in Ionia since the sea provides the principal communication surface between different fragments of the region, access to the sea is a common feature of many Ionian sanctuaries and it seems between the Bronze Age and the Archaic Period there was a repeated similarity in the religious responses to the topography of the environment.