Abstract
Sanatsal bir anlatım biçimi olarak temsilî estetik, yapıtın tek anlamlı olduğunu varsayar. Bu durum, seyircinin anlam evrenini sınırlar ve ona önceden belirlenmiş anlam kodlarını dayatır. Oysa performans sanatı, temsile dayalı anlam rejimiyle arasına mesafe koyduğu ölçüde etkili bir eyleme dönüşmektedir. Bu metinde, Şükran Moral'ın dört adet performansı (Bordello, Hamam, Speculum, Amemus) bu bakış açısı üzerinden irdelenecektir. Sürece odaklanan bu performanslar; temsil düzeneğinin sınırlarını aşması ve bulanıklaştırması üzerinden okunacak, bu durumun performans sanatındaki direnişçi potansiyeli nasıl tetiklediği üzerinde durulacaktır.
The representative aesthetics as a form of artistic expression assumes that the artwork is univocal. İt borders the universe of meaning for spectator and insists predetermined meaning codes to her/him. Whereas the performance art can be an effective action as long as it puts a distance with representative regime of meaning. İn this text, it will be examinated four art-works of ŞÜkran Moral (Bordello, Hammam, Speculum, Amemus) by this viewpoint. The artist's performances that focuses on process, will be read by crossing and blurring the boundaries of represantation and dwelt on how this case triggers the resister character of performance art.