Özet
Bu eser metni, false memory (sahte anı) kavramına mekân ve bellek ilişkisi üzerinden bakmaya odaklanır. Belleğin yeniden yapılandırıcı özelliği tez kapsamında mekânla kurduğu ilişki bağlamında ele alınmıştır. Otobiyografik anlatıdaki kültürel bir inşa olan false memory kavramına ve onun çalışma mekanizmasına okuyucuyu taşıması amaçlanan bölümlerle bir koridor oluşturulmuş, Halbwachs'ın "bireysel belleği oluşturanın kolektif bellek olduğu" düşüncesine paralel olarak genelden özele, kolektiften bireysele bir anlatı yolu benimsenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde mekân ve bellek ilişkisine tarihsel bir bakış açısı ile yaklaşılmış olup ilgili alt başlıklarla kolektif bellekteki sahte anıların mekânı nasıl dönüştürdüğü sanat tarihinden eser örnekleriyle incelenmiştir. Tezin ikinci bölümünde mekânın kimlik oluşumundaki rolüne değinilerek, imgelemin belleği ve mekânı nasıl değiştirebileceği, algılayan bedenin mekân ve bellek ilişkisindeki konumuna eser örnekleriyle ışık tutulmuştur. Üçüncü bölümde eşyanın mekân yaratması fikri hem görsel hem de yazınsal örneklerle açıklanmış, eşyanın anı tetikleyicisi olarak kullanıldığı eserlere yer verilmiştir. Szeemann'ın "kişisel mitolojiler" olarak betimlediği eşya ve insan arasındaki temasın hem kolektif belleği hem de otobiyografik belleği yeniden yapılandırıcı özelliğine sanat eserleriyle değinilmiştir. Dördüncü bölümde false memory kavramının kendisine ilgili literatürce geniş bir alan açılmış ve diğer başlıklarla arasındaki ilişki ile değerlendirilmesinin okuyucu açısından kavramı tanımayı kolaylaştırması amaçlanmıştır. Aynı bölümde sahte anıların otobiyografik bellekte nasıl oluştuğu imgelem ve rüya ekseninde incelenerek Sürrealist Manifesto ve Freud'un Perde Anılar (Screen Memories) kavramlarıyla ilişkilendirilmiştir. Görsel sanatlar ağırlıklı olmak üzere mekân ve bellek ilişkisine örneklerle mercek tutulmuş, bu bağlamda sahte anı kavramı üzerinden ilgili olabilecek eserlere yer verilmiştir. Son bölümde ise yazarın sanatsal pratikleri yer almaktadır. Çalışmada yer verilen sanat eserleri, "false memory" kavramı ekseninde tartışılarak sahte anıların mekânı ve belleği otobiyografik anlamda nasıl yaratıp dönüştürdüğüyle ilgili soru işaretlerini okuyucuyla paylaşmak amacı taşımaktadır.