Abstract
Avrupa tarzında, belirli merkezlere bağlı yerel yönetim anlayışıyla, Osmanlı başkentinde, 19.yüzyıl ortalarında modern belediye örgütü kurulmaya başlanmıştı. Birinci belediye örgütü, Beyoğlu bölgesinde kuruldu. Kentin kadim yarımada bölgesindeyse, 1868’de Ayasofya, Aksaray ve Fatih daireleri kurulması öngörüldü. 1877 tarihli Dersaadet Belediye Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, bu bölgede isimleri değiştirilen dairelerle birlikte Sultanahmet, Beyazıt, Samatya ve Fatih olmak üzere dört daireyle toplamda 20 dairenin kurulmasına karar verildi. Birkaç kez değişen kararlar sonucunda, 1909’da İstanbul yarımadasında dört belediye oluşturuldu1. Bu araştırma projesi kapsamında, Beyazıt ve Sultanahmet belediye dairelerinin sınırları, mahalle kayıtları detaylı bir şekilde ele alındı. Bu kayıtlardaki yapı gruplarının, yer aldıkları sokaktaki konumlarını dönemin haritası2 üzerinde belirlemek mümkün oldu. Bu dönemde, modern belediye örgütüne bağlı mahallelerin, etnik/dinsel birlikteliğin devamıyla birlikte, görece fiziksel sınırlara sahip olduğu görülüyor3. Ne var ki, 19.yüzyıl’da, mahalleler arasındaki konut tipleri ve kimi semtlerdeki yangın yerlerinin uzun imar sürecini karşılaştırmalı değerlendiren bu çalışmada, modernleşmenin, gelenek ve modern arasında, aşamalı bir ilerleme olduğunu söylemek yanlış olmaz.