Abstract
Hazar arkeolojisi, 1949-51 senelerinde Mikhail Artamonov tarafından yürütü-len Sarkel şehri kazılarıyla başlamıştır. Söz konusu yer Don ile Donets nehirlerinin birleşme noktasının yaklaşık 50 km yukarısında bulunmaktadır. Artamonov’un belirttiğine göre Sarkel şehri ve kalesi Bizanslıların maddi desteği ve danışman-lığı ile Hazarlar tarafından inşâ edilmiştir.Yapılan kazılarda şehirde birçok meydan tepit edilmiş, şehri çevreleyen savun-ma hatlarının tuğla duvarlardan oluştuğu anlaşılmıştır. Ayrıca şehir suru dışında da yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Bu da göstermektedir ki muhtemelen, surla çev-relenen şehir daha çok savaş ya da zor zamanlarda halk tarafından kullanılmıştır.Özellikle 10. yüzyıla ait buğday ambarlarının, orak ve buğday öğütmek için çeşitli âletlerin bulunması ziraatın oldukça yaygın olduğunu kanıtlamaktadır. Bu-nunla birlikte Sarkel’de üretim ziraatle sınırlı değildir; demirci ocaklarının ve seramik atölyerinin tespit edilmiş olması zenâatte de ileri bir seviyeyi gösterir. Söz konusu şehirde oldukça önemli bir role sahip Sarkel Kalesi, "Beyaz/Ak Kale/ Kule" ya da "Beyaz/Ak Ev" anlamına gelmektedir. Aslında söz konusu kale iki iskân dönemine sahiptir. Birincisi garnizon, ikincisi ise tam anlamı ile "şehir" olarak varlık göstermesidir. Sarkel birçok ticâret yolunun kesişme noktasında yer aldığından zamanla gümrük görevini de üstlenmiştir.Sarkel’in inşâsında kullanılan ve Bizans tuğlalarından farklı olan tuğlalar üzerin-de bir kısmı işâret, bazıları harf, simge, insan ve hayvan figürü olan, tamga niteliği taşıyan işaretlerin önemli bir bölümü erken devir Orta ve İç Asya Türk sanatı ve kültürüne ait bir takım özellikler barındırmaktadır. Sarkel’deki arkeolojik bulun-tular oldukça fazla çeşide ve sayıya sahiptir. Keramik kaplar, çeşitli takılar, kemik eşyalar, silâh âletleri başta olmak üzere pek çok buluntu ele geçmiştir. Bunların bir kısmı yerel üretim bir kısmı ise ticâret, ganîmet ya da hediye olarak gelen eserlerdir. Sarkel Kalesi’nin aynı zamanda İpek Yolu üzerinde yer alması ve Hristiyan, Yahudi, Müslüman, Şamanist inançlara mensup topluluklar ile Saltov gibi bir takım kültür-leri bünyesinde barındırmış olması bölgedeki buluntu çeşitliliğini arttırmıştır.