Özet
İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişen zihin yapısının sanatta yeni pencereler açtığı günümüzde, seramik sanatı; geleneksel, endüstriyel ve sanat seramiği olarak üç temel alana ayrılmaktadır. Malzemesinin karakteristik özelliklerinden ötürü boşlukla şekillenen, iç boşluğa sahip olan ve plastik sanatların tüm ögelerini bünyesinde içeren bir sanat dalı olarak seramik sanatı, işlevsel ya da sanat seramiği olarak çok çeşitli biçim ve kavramsal içeriklerle karşımıza çıkmaktadır. Sanatçılar eserlerini, çamurun boşlukla iletişime geçtiği şekillenebilme özelliğinin geniş ifade alanlarından yararlanarak oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır.