Abstract
Bu çalışmada; Türk tarihinde ''Lâle Devri'' olarak bilinen 1718-1730 Dönemi'nde, Batı ile artan kültürel etkileşimin toplum yaşamı ve Türk sanatı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Sanatın, yaşam zevki ve eğlencenin ön planda olduğu bu kısa barış dönemi; edebiyat, görsel sanatlar ve bahçe zevkinin iç içe olduğu bir kültür ortamı yaratarak yüzyıllardır esin kaynağı olmuştur. Kültürel açıdan önemli yenilikler getiren Lâle Devri, matbaanın kurulması başta olmak üzere yapılan bir dizi reform nedeniyle önemli bir toplumsal dönüşümün başlangıç noktası olarak değerlendirilmektedir. Sultan III. Ahmed ve Sadrazam Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa'nın sanata verdikleri destek sayesinde, saray çevresinde çok sayıda yetenekli sanatçı önemli eserler vermişlerdir. Bu sanatçılar arasında Şair Nedîm, Nakkaş Levnî ve Ali Üsküdârî isimleri Lâle Devri'yle en çok özdeşleşmiş olanlardır. Dönemin toplumsal yaşamını ayrıntılarıyla betimleyen Nakkaş Levnî'nin minyatürleri çalışmanın eser tasarımı aşamasında önemli bir çıkış noktası olmuştur. Gerek şükûfeleri, gerekse lake ciltleriyle kitap sanatlarımızın şahikalarından olan Ali Üsküdârî, eserleriyle araştırmaya ışık tutan bir diğer sanatçıdır. Çalışmada, Nedîm'in "Erişti Nevbahar Eyyâmı" adlı şiiri, dönemin önde gelen sanatçıları Levnî ve Ali Üsküdârî'nin yapıtlarından yola çıkılarak görselleştirilmiştir. Teze konu olan şiiri besteleyerek çok daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayan Arif Sami Toker'e de yer verilmektedir. Metinde; Lâle Devri'ni hazırlayan etkenler, günümüzde bile sanatçılara esin kaynağı olmasının nedenleri ve uzun vadede topluma yansıyan etkileri irdelenerek Batı etkileriyle değişen sanat anlayışı ele alınmaktadır. Sanatçıların doğadan ve farklı sanat dallarından aldıkları ilham, bu çalışmanın diğer araştırma konusudur.