Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Siyaset sosyolojisi bağlamında insan/hayvan ayrımı ve otoimmünite
Özet
Bu çalışmada, siyaset felsefesi ve siyaset sosyolojisinin kurucu düşünürleri ve onların özellikle toplum-siyaset ilişkisi üzerine kaleme aldıkları metinlerin içinde toplumsal organizasyonun başlangıç noktası olarak yer alan insan doğası tartışmalarının analizine ağırlık verilmektedir. Söz konusu metinlerin, tarih-öncesi dönemde var olduğu spekülasyonunu öne sürdükleri insan doğasının ve ancak insan doğasının terk edilerek, doğal durumun dışına çıkılarak-sivil duruma geçilerek toplumsal organizasyonun kurulabilecek olması formüllerine sirayet eden doğa-insan-hayvan ayrımlarına dikkat çekmek istenmektedir. Tanım yapmanın, var olan kavramlar arasındaki ayrımı belirginleştirme işi olduğunu iddia eden çalışmamızda insan ve hayvan arasındaki farkın siyaset sosyolojisinin kurucu metinlerindeki insan doğası tartışmalarında kendisine yer edindiği öne sürülmektedir. Özellikle klasik dönem düşünürlerinin hukuk-politika-ahlak kavramlarını birbirinden ayrı şeyler olarak görmemeleri ancak modern dönem düşünürlerinin yasa-politika-doğa kavramlarını birbirinden ayırmaları söz konusu tarihsel momentin yol haritasını çıkarmaktadır. Bu maksatla, klasik ve modern dönem düşünürleri arasında kronolojik bir sıra ile ortaya çıkan dönüşüm takip edilmekte ve bu düşünürlerin kanonik metinleri insan doğası çerçevesinde incelenmektedir. Bu vesileyle, günümüz sosyo-politik organizasyonunda önemli bir yeri teşkil eden küreselleşmenin, ebedi barış fikrinin ve bu fikir ile ortaya çıkmış kozmopolitizm gibi konseptlerin tanımlarında yer alan içerirken dışlayan ilişkinin gösterilmesi hedeflenmektedir. İçerirken dışlamak ya da kendi kendisine karşı mücadele etmek, tıp literatüründeki bağışıklık sisteminin kendini kendisinin bir patojeni olarak görüp yok etmeye gayret ettiği bir grup hastalığı tanımlayan otoimmüniteye benzetilmektedir. İster doğal, ister hukuki gerekçelerle üzerinde hak iddia edilen egemenliğin politik metinlerde sıklıkla kullanılan hayvan figürleri aracılığıyla tesis edilmesi ve insan doğasını diğer tüm canlı varlıkların doğasından farklı, özgül olarak tanımlayan bu metinlerde yer almasının paradoksal olduğu öne sürülmektedir. Egemene emsal teşkil etmesi için ele alınan hayvan figürlerinin sivil durum kurulduktan sonra rafa kaldırılması ancak doğal durumdaki karmaşayı anımsatan iç savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar gibi durumlarda risk altına giren egemenliğin yeniden sağlam bir zemine yerleştirilebilmesi için figüratif anlamda geri çağrılması kurgusal olarak kendi kendisine karşı mücadele veren otoümmin bir hastalık gibidir. Son kertede, insan ve hayvan arasındaki ayrımın, insanın kurgusal doğasında yer almadığını, bu doğanın insanla birlikte tüm hayvan türlerini de içermesi gerektiğini, aksi takdirde yine bu doğayla girişilebilecek olan mücadelenin insanın kendi kendisine karşı açtığı bir savaş olarak nitelendirmektedir. Bir Aydınlanma Dönemi düşüncesi olan ebedi barış fikrinin günümüzde insan-hayvan ayrımının değil, insan-hayvan-doğa birliğinin tesis edilmesiyle mümkün olabileceği öne sürülmektedir.