Özet
Çoğu zaman kendimizi geçmişimizi sorgularken bulabiliriz. Bu arayış uzun bir geçmişi kapsar. Benliğimizi keşfetmek, başka insanlarla olan davranışlarımızın çözümlemesini yapıyor olabilmenin farkındalığını sağlar. İnsanın kendini çözümlemesi sancılı başlayan bir süreçken, zaman içerisinde kendi hakikatine yaklaştıkça keyifli bir hal alır. Her insan bu arayış için kendi yöntemini oluşturur. Geçmişimdeki nesneler ve mekânlar, birer ifade aracı olarak çalışmalarımda kullanılırlar. Bunlarla şimdiki zaman ve geçmiş zaman arasında bir bağ kuruyorum. Geçmişe yönelme arzusu nesnelere nostaljik bir anlam yükler. Özellikle günümüzde bireyler, nostaljiye ihtiyaç duyarlar. Kimi zaman geçmişi anımsar ve geçmişteki o günlerin ne kadar güzel olduğunu söyleriz. Hatta çoğumuz için artık yakın geçmiş bile bir nostaljidir ve ona özlem duyulmaktadır. Gelişen ve ilerleyen dünyada bireyin değişmesi kaçınılmaz bir durumdur. Birey değişime ayak uydurmak için hafızasını zorlamaya başlar. Her koşulda değişen insan benliğinden bir parça ile bu değişimi kendisine adapte eder. Dolayısıyla benlik arayışında bellek, kişinin varlığını oluşturması için temel bir itkidir. İnsan birey olarak kendisini çözümlemeye çalışırken, toplumla olan ilişkisini de gözden geçirmeye başlar. Bu araştırma bireyin benliğini keşfetme sürecinde zaman, mekân ve nostalji gibi unsurlarla bir yöntem arayışı içindeyken, yaşam boyunca edinilen bilgi ve deneyimlerin bellek bağlamında incelenmesidir. Bir anlamda bulmaca çözmeye benzeyen bu yöntem, geçmişimizi referans alarak, varlığımızı betimlediğimiz bir alan oluşturur. Bireyin varlığını sürdürdüğü mekânlarla, zihninde taşıdığı mekânlar ancak onun benliği ile bir anlama dönüşür. Bu mekânlar ve içindeki nesneler, birey için anı ve anlam oluşturur. Tezde yer alan çalışmalarımda, geçmişimdeki nesnelerin nostaljik temsilleri vardır. Bu nesnelerle her çalışmamda farklı bir mekân algısı oluşturulmaktadır. Bu mekân ise, imgedeki mekânın bir yansımasıdır. Tezin birinci bölümünde, benlik kavramına yönelen, ruh, kendini tanıma ve imge üzerine çalışan, filozofların ve psikologların görüşlerine yer verildi. İkinci bölümünde, bellekle iç içe olduğu düşünülen nostalji kavramı ele alındı. Özellikle Vladimir Nabokov, Joseph Brodski ve İlya Kabakov'un sanatsal bağlamda nostaljik nesneleri ve mekânları kullanma biçimleri üzerinde duruldu. Benlik arayışları için nostaljiyi araç olarak kullanan bu sanatçıların, kendi arayışlarının hikâyesine değinildi. Tezin üçüncü bölümünde, bireysel ve kolektif bellek bağlamında kimlik ve benlik oluşumu incelenirken bellek ve zaman ilişkisine yer verildi. Tezin sonuç bölümünde, çocukluk dönemimdeki nesneler ile benliğime dair bir mekân algısı yaratan özgün çalışmalarım bulunmaktadır.