Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi

Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

MSGSÜ'de Ara
Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÇakır, Müjgân
dc.contributor.authorDirek, Nagihan
dc.date.accessioned2024-06-27T10:41:28Z
dc.date.available2024-06-27T10:41:28Z
dc.date.issued2023en_US
dc.date.submitted2023
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14124/5955
dc.description.abstractKlasik Türk Edebiyatı, oluşumundan Tanzimat Fermanı'nın ilanına kadar çeşitli evreler geçirmiş; şiir anlayışı, edebî muhitler, kullanılan mazmunlar, edebî sanatlar ve nazım şekillerinde meydana gelen değişiklikler; sosyal ve siyasi yapıdaki yeniliklerle XIX. yüzyılın sonuna dek sürmüştür. XIX. yüzyılda edebiyatta farklı bir sanat anlayışının geliştiği görülmektedir. Bu dönemde eser veren sanatçılar, yeni konular işlemeye başlamış ancak eski şiirin sanat zevkiyle yetişmeleri vesilesiyle vezin, dil ve nazım şekilleri bakımından eskiye bağlı kalmışlardır. Eski ve yeni şiirin iç içe olduğu bu dönemde Klasik Türk Edebiyatı da son ürünlerini vermiş; Leskofçalı Gâlip, Hersekli Arif Hikmet, Yenişehirli Avnî gibi şairler, klasik şiir anlayışını devam ettirmeye çalışmışlar; Keçeci-zâde İzzet Molla, Hasan Aynî ve Mehmed İzzet Paşa gibi şairler de mesnevî edebiyatının son temsilcileri olmuşlardır. Mesnevî, tahkiyeye dayalı metinler için tercih edilen bir nazım şeklidir. Türk edebiyatında şairler; konularını Arap-Fars mesnevîleri, tarihî-dinî-ahlâkî hikâyeler ya da kişisel gözlemlerinden elde etmişlerdir. Kaynağını Arap ve Fars edebiyatlarından alan mesnevîlerin farklı şairler tarafından tercüme edilmesi dikkat çekici bir husustur. Bu tercümelerle zenginlik kazanan mesnevî edebiyatında şair, tercümesine kaynaklık eden zemin eserden daha başarılı bir eser sunarak kendi yeteneğini ortaya koymayı amaçlar. Geleneğin kuralları çerçevesinde şairin özgün üslubunu yansıtması, klasik edebiyatın da temel vasıflarından biridir. Bizim edebiyatımızda Farsçadan Mantıku'tTayr, Hüsrev ü Şîrîn, Cemşîd ü Hurşîd gibi mesnevîlerin birçok tercümesi yapılmış; bu mesnevîlerin kimi birebir tercüme iken kimileri de te'lîfe yaklaşmıştır. Son dönem mesnevileri içinde Mütercim Mehmed İzzet Paşa'nın Yûsuf u Züleyhâ isimli mesnevîsi dikkat çekmektedir. Bu mesnevî, Fars şairi Molla Câmî'nin Yûsuf u Züleyhâ'sını nazmen tercüme eden örneklerden biridir. Yusûf u Züleyhâ, Şeyyad Hamza'dan Hamdullah Hamdî ve Kemal Paşa-zâde'ye birçok tercüme ile edebiyatımıza kazandırılmış bir mesnevîdir. İzzet Paşa'nın tercümesi diğer mesnevîler içinde son dönemde yapılmış olması, Farsçadan bire bire yaklaşan bir tercüme özelliği göstermesi, metinde tercümeye kaynaklık eden Farsça beyitler ile yanlarında Türkçe karşılıklarının yer alması, bazı kelimelerin anlamlarının verilmesi ve bazı kavramların metnin yanında açıklanması, edebî sanatlara dair notlar düşülmesi, kıssaya kaynaklık eden ayetlerin tercümelerinin yapılması gibi vasıflarıyla edebiyatımızda tercüme ve şerh faaliyetleri açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra metin, Latin alfabesi ile alınan notlar ve noktalama işaretleri içermektedir. Yûsuf u Züleyhâ, dönemin Farsçaya hâkim, münevver şahsiyetlerinden İzzet Paşa'nın tercümeye olan katkılarını yansıtmaktadır. Eser, Kâmûs-ı Fârisî isimli bir sözlük çalışmasının da müellifi olan İzzet Paşa'nın tercüme yeteneğini ortaya koyduğu bir ürün olarak değerlendirilebilir. Paşa'nın elyazmasından hareketle bir mesnevînin tercüme serüveninin takip edilmesi mümkündür. Bazı beyitlere sunduğu birden fazla tercüme örneği ile vezin, üslûp ve anlam bakımından daha iyi bir tercümeye ulaşma çabası olduğu âşikârdır. Metin giderek olgunlaşan bir yapı arz etse de 55 varaktan ibaret olup tamamlanamamıştır. Mütercim Mehmed İzzet Paşa'nın Yûsuf u Züleyhâ mesnevîsini ele aldığımız bu çalışma, dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Klasik Türk Edebiyatı'nda tercüme geleneği bağlamında Yusûf u Züleyhâ mesnevîleri ile tercümeye kaynaklık eden eserin müellifi Molla Câmî'nin eseri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde Mehmed İzzet Paşa tanıtılmış, hayatı ve eserleri işlenmiştir. Üçüncü bölümde çalışmanın konusu olan Mehmed İzzet Paşa'nın Yûsuf u Züleyhâ mesnevîsi incelenmiş; eserin şekil ve muhtevâ özelliklerinin yanı sıra tercüme yöntemi değerlendirilmiş ve Molla Câmî'nin eseri ile mukâyese edilmiştir. Dördüncü bölümde eserin transkripsiyonlu metni yer almaktadır.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectÂteş-zâde Mehmed İzzet Paşaen_US
dc.subjectMolla Câmîen_US
dc.subjectYûsuf u Züleyhâen_US
dc.titleÂteş-zâde Mehmed İzzet Paşa'nın Yûsuf u Züleyhâ tercümesi (Transkripsiyonlu metin – inceleme)en_US
dc.title.alternativeÂteş-zâde Mehmed İzzet Pasha's translation of Yûsuf u Züleyhâ (Transcribed text – analysis)en_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster