Özet
Spinoza felsefesi baştan aşağıya bir ebedilik felsefesi olarak okunabilir. Spinozacı tözün mutlak ebediliğinin ve sıfatların kendi türünde ebediliklerinin yanı sıra belli düzeyde kiplerin de sonsuzlukla tanımlanmış olması sistemin katmanlı bir ebedilikle (sonsuzlukla) damgalanmasına neden olur. Sistemin ontolojik kuruluşunun kaçınılmaz sonucu olan bu katmanlılık Spinoza düşüncesinin anlaşılmasını da aynı oranda karmaşıklaştırmıştır. Bu karmaşıklık, sonlu-belirli-tekil bir varlık olan insanın da (insan zihninin de) sonsuz olduğu iddiasıyla en üst noktasına ulaşır. Belirsiz bir süreye tabi olan inşa varoluşu bu en üst noktada bir taraftan ebedilikle ilişkilenir diğer taraftan da zamansal ilişkilerle çerçevelenir. Sözü edilen en üst nokta Ethica'nın V. Bölümünün 23. Önermesidir. Bu çalışma Spinoza literatüründe bir hayli tartışılan insan zihninin bedenden bağımsız ebediliğini ileri süren Ethica'nın V. Bölümünün 23. Önermesini merkeze alarak Spinoza felsefesinde ebedilik (sonsuzluk) ve zamansallık (süresellik) ilişkisine odaklanmaktadır. Söz konusu önermeye ebedilik-zamansallık gerilimi üzerinden yoğunlaşarak hem insan zihninin bedenden bağımsız ebediliğini anlamak için yeni bir çözüm teklif etmeye hem de Spinoza düşüncesini baştan sona kat'eden ebedilik kavrayışının katmanlılığını göstermeye imkân sağlamaktadır. Öte yandan V,23'e dair yorumumuzu gerekçelendirmek ve geliştirmek için Spinoza literatüründe yine yoğun tartışmalar yaratan sonsuz kipler ve öz-varoluş ilişkisine yoğunlaşılmaktadır. Böylece hem sonsuz kipler tartışmasıyla ebediliğin katmanlı yapısı gösterilmekte hem de öz-varoluş ilişkisinin irdelenmesiyle ebedilik-zamansallık gerilimi canlı tutulmaktadır. Spinozacı sistemin ontolojik boyutu ebedilik (ebediliğin katmanlılığı ve ebedilik-zamansallık gerilimi) üzerinden incelenirken, çalışmanın sonunda, buna uygun olacak biçimde, sistemin epistemolojik yönü de hayalgücü yetisi ve entelektüel görü yetisi üzerinden ele alınır. Özellikle hayalgücü yetisinin yorumlanmasında sadece hatanın veya yanılgının epistemolojik alanı olarak değil de aynı zamanda kurucu bir yöne sahip olduğunu iddia ederek ebedilik-zamansallık gerilimi devam ettirilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışma V,23'te ifade edilen düşünce üzerinden Spinozacı sistemin temel gerilim hatlarına odaklanmakta ve bu gerilimi belli bir düzeyde muhafaza ederek, söz konusu önermeyi yeniden yorumlamaktadır.