Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Mobil yapılar ve mimarlıkta mobilite kavramının örnekler üzerinden değerlendirilmesi
Özet
Mobil kelime anlamı olarak hareket kabiliyetine sahip olma ve sabit konumda kalmaktansa hareket etme anlamına gelmektedir. Mobil yapılar da sabit yapıların aksine çeşitli yöntemlerle hareket edebilen yapılar olarak kısaca tanımlanabilmektedir. Tarih boyunca insanlar konumlarını değiştirme ihtiyacı hissetmişler ve kendi konumlarıyla beraber mekânsal ihtiyaçlarını karşılayan yapıların da konumlarını değiştirerek mobil yapıları kullanmışlardır. İlk göçebe toplumların dış etmenlerden korunmak ve yaşam konforunu artırmak amaçlı yaptığı konumunu değiştirme hareketi, ilerleyen dönemlerde mobil yapıları kullanan insanlar için öncelikli amaç olmuştur. Sanayileşme, teknolojik gelişmeler ve teknik olanakların artışı, mobil yapıların ihtiyaç duyduğu mobilitenin sağlanması kolaylaştırmaktadır. Araçların gelişmesi yaygınlaşması ile mobil yapılar için de yeni olanakların oluşmasına sebep olmuştur. İlk kullanılan mobil yapı tiplerinde mobilitenin sağlanması için gerekli olan insan ve hayvanların fiziksel gücü araç ve motor teknolojilerinin gelişmesi ile başka bir boyuta taşınmıştır. Bu yeni gelişmelerin ışığında gelişen mobil yapılar ve mobilite sistemleri aynı zamanda dönemin hızlı gelişme ve değişme ruhunun sonucu olarak tasarımcıların, mimarların mobil yapıları gelecek öngörülerinde kullanmalarına sebebiyet vermiştir. Fiziksel hayatta bir karşılığı olmasa da gelecek kurgusunda mobil yapıların nasıl bir noktaya evrilebileceğine dair fikirler ortaya koyulmaktadır. Bu çalışmada mobil yapılar tiplerine göre çadırlar, karavanlar, tekerlekli küçük evler, yüzer yapılar, kurgusal mobil yapılar alt başlıklarında incelenmektedir. Çalışmada mobil yapılar; bütüncül şekilde yapı formunu koruyarak hareket kabiliyetine sahip olan yapılar olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca hareket kabiliyetine sahip olan kinetik strüktürler, mobil yapılardan ayrı düşünülmemelidir. Bu sebepten kinetik strüktürlere de çalışmada yer verilmekte ve mobil yapı tipi olarak incelenmektedir. Çalışmada mobil yapıların mobilitelerini sağlama biçimleri kategoriler oluşturularak incelenmektedir. Mobil yapıların mobilitelerini sağlaması; kendinden taşınabilir mobil yapılar ve yardımcı güç ile taşınabilir mobil yapılar olmak üzere iki alt başlıkta incelenmektedir. Kinetik strüktürlerde mobilitenin sağlanması kayma, dönme, açılma-kapanma, katlanma olmak üzere dört alt başlıkta incelenmektedir. Çalışmanın literatür taramasında elde edilen 15 adet mobil yapı ve kinetik strüktür örneği tez kapsamında incelenmiştir. Çalışmanın tamamında literatür özetinden elde edilen toplam 37 adet örnek, sonuç bölümünde tablo oluşturularak kıyaslamalı değerlendirilmiştir. Örnekler öncelikle çalışmanın içeriğinde açıklanan mobil yapı tiplerine göre kategorilere yerleştirilmiştir. Ardından; genel bilgiler, kullanım bilgileri, hareket analizi kriterleri üzerinden kıyaslanmıştır. Literatür özetinden elde edilen 37 adet örneğin kıyaslanmasından çıkan sonuçların alt başlıklar altında değerlendirmeleri yapılmış ve çıktılar üzerinden önerilerde bulunulmuştur. Covid-19 pandemisinin getirdiği sağlık sorunlarının yanında insanların mekânlar ile kurduğu ilişkileri sorgulamasına sebep olmuştur. Günümüz dünyasında beklenen yeni salgınların olması bu konuda üretilebilecek çözümlerin önemini artırmaktadır. Mobil yapıların bu durumlarda kullanılması mekânsal ihtiyaçların çözümünde önemli rol oynayabileceği öngörülmektedir. Bu konuda yapılacak olan akademik ve uygulama çalışmaları artırılmalı, teşvik edilmelidir. Sanayileşme, endüstri devrimi gibi gelişmeler ile insanların yeniden yöneldiği göçebelik kültürü ve mobil yapılar, pandemi döneminde sokağa çıkma yasaklarıyla popülerliğini artırmıştır. İçinde yaşadığı barınma mekânının özgürlüklerini kısıtlayıcı, doğadan uzak olduğunun farkına varan kullanıcılar mobil yapılar ile daha özgür bir yaşama sahip olabileceklerini düşünmektedir. Dünya'da yaşanan doğal afetler ve Türkiye'deki 6 Şubat depremi; afetler sonrasında acil geçici mekân ihtiyacının önemini göstermektedir. Mobil yapıların sabit yapılara göre uyum sağlama yeteneği çok daha yüksek olması sebebiyle acil durumlarda daha hızlı ve etkin çözüm oluşturabileceği öngörülmektedir. Türkiye'nin popülasyon olarak en kalabalık şehri olan İstanbul'da olması beklenen deprem ve sonrası için şimdiden mobil yapıların bir çözüm yolu olarak görülmesi bu doğrultuda çalışmaların yapılması gerekmektedir. Çalışmanın çıktılarının mobil yapılar konusunda yapılacak çalışmaların ve uygulamaların artmasına katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [1667]