Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Prizren'i okumak: Tarihsel süreçte mekansal gelişimin izlerini sürmek
Özet
Medeniyetin fiziksel karşılığı olarak yaşamın merkezinde konumlanan kentler, bünyelerinde barındırdıkları izlerle, anılarla, bilgilerle kendilerine has bir kültür oluşturur ve diğer kentlerden ayrışırlar. Özgün bir karaktere işaret eden bu durum, kentsel bellek, kimlik, ruh gibi tanımlamalarla ele alınır ve kentleri tam olarak hangi niteliklerin farklı kıldığı bu yaklaşımlarla tartışılır. Öte yandan, Lynch'in öne sürmüş olduğu 'imgelenebilirlik' kavramı da bu noktada önemli bir yol gösterici konumundadır. Kentleri imgelenebilir kılan nitelikler, aynı zamanda onları farklılaştıran ve daha doğru bir ifadeyle özgünleştiren öğelerin biraradalığı ile şekillenir. Dolayısıyla, kent imgesini oluşturan öğelerin incelenmesi, kentleri özgünleştiren özelliklerin de tanımlanabilmesine olanak verir. Bu bağlamda, kentleri mekansal okuma üzerine yoğunlaşan bu çalışmada kentler Lynch'in öne sürmüş olduğu kent imgesi ve imgelenebilirlik çerçevesinde nasıl okunabilir sorusuna cevaplar aranmıştır. Bu doğrultuda, çalışmada, kentleri özgün kılan nitelikler bağlamında öncelikle kolektif bellek, kentsel bellek, kentin ruhu/genius loci, kent kimliği gibi kavramlar üzerinden bir değerlendirilmeye gidilmiş, ardından 'kent imgesi' kavramına yoğunlaşılmıştır. Bu incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde kentleri okuma noktasında benimsenecek yaklaşım bağlamında bir tanımlamaya gidilmiştir. Çalışmada, kentleri okuma noktasında Lynch'in öne sürmüş olduğu beş öğe üzerinden hareket edilmiş, öğeler haritaların üzerinde işaretlenmeye çalışılmış ve bu yaklaşım kentlerin farklı gelişim evreleri özelinde tekrarlanmıştır. Başka bir ifadeyle, kentleri özgün ve imgelenebilir kılan yollar, bölgeler, sınırlar, odak noktaları ve işaret ögeleri gibi kentsel öğeler, kentlerin tarihsel süreçte yaşamış oldukları farklı kırılma noktaları özelinde ele alınmıştır. Böylelikle, geriye dönük bir bakış açısıyla kentlerin gelişim süreci üzerinden bir okuma yapılmış, bu süreçte kentsel öğelerin nasıl dönüşümler yaşadıkları, hangi anlam kaymalarına maruz kaldıkları ve hangi toplumsal veya kültürel olayların kentleri ne şekilde dönüştürdükleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, çalışmada örnek çalışma alanı olarak Kosova'nın Prizren kenti seçilmiştir. Son yüzyılda sürekli bir dönüşüm halinde olan Balkanlar ve özellikle Kosova'da, çeşitli toplumsal olayların kentsel mekanı dönüştürme gücü düşünüldüğünde, Kosova kentlerinin ve özellikle tarihi ve kültürel miras değerleriyle öne çıkan Prizren'in önemli veriler barındırdığı ve kentsel okuma yapma noktasında da güçlü bir örnek olduğu açıktır. Bu nedenle, çalışmada Prizren kenti ilk kentsel izlerin ortaya çıkışından günümüze kadar yaşanan farklı kırılma noktaları ve özellikle savaşlar çerçevesinde incelenmiş, yaşanan bu önemli tarihsel olaylar ve toplumsal dönüşümlerin kentin mekansal niteliklerini nasıl dönüştürdüğü, Lynch'in beş öğesi üzerinden okunmaya çalışılmıştır. Bu noktada, haritalama yöntemi dışında, perspektfif kolaj yöntemi de kullanılarak Lynch'in kentsel okuma yöntemi özgün bir yaklaşımla zenginleştirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, farklı medeniyetlerin ve yaşanan toplumsal olayların kenti her dönem önemli ölçüde bir dönüşüme maruz bıraktığı, bu süreçlerde, bazı kentsel bileşenlerin anlamsal dönüşüme maruz kaldıkları, anlamlarını yitirdikleri ya da yeni anlamlara büründükleri, bazı öğelerin yok olurken yenilerinin eklendiği de ortaya çıkmıştır. Ancak, bütün dönüşümlere ve müdahalelere rağmen Prizren'in önemli yapı taşları olarak sayılabilecek kentsel öğeleri günümüze kadar taşıyarak özgünlüğünü korumayı başardığı gözlemlenmiştir.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [1667]