Abstract
Kültürel mirasın önemli bir ögesi olan tarihi kentlerin yok olmasının önlenmesi ve yapıların çevreleriyle birlikte bütünleşik bir koruma anlayışı benimsenerek gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması gerekmektedir. İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan Kayseri ilinin güneybatısında, Erciyes Dağı'nın batı eteğinde konumlanan İncesu ilçesi geçmişten günümüze kadar hem tarihsel süreci hem de coğrafi konumu bakımından önemli bir yere sahiptir. İncesu ilçesinin tarihi, günümüzden binlerce yıl öncesine dayanan bir yerleşim yeridir. Yerleşim, güneybatıdan Bağdat'a kadar uzanan tarihi tuz yolu üzerinde bulunur. İlçe geçmişten günümüze birçok kültüre ve topluma ev sahipliği yapmıştır. Binlerce yıl önce Hitit ve Friglerin, daha sonraları Rumların, beylikler döneminde ise Dulkadiroğulları'nın yerleşim yeri olmuştur. 17. yy'da bir yerleşim birimi olarak Osmanlı tarafından askeri ana yolları üzerinde kurulmuştur. 1660 yılında ise güvenli bir yer olmayan İncesu'da yaşamın tekrar sağlanabilmesi için Osmanlı Devleti tarafından Merzifonlu Kara Mustafa Paşa görevlendirilmiştir. Kara Mustafa Paşa bölgenin ihyası ve yerleşimin yeniden kurulması için hamam, cami, kervansaray gibi birçok kültürel miras ögesi inşa ettirmiştir. Geçmişten bugüne çeşitli tarım faaliyeti ve ticareti yapılan yerleşim, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Barındırdığı birçok tarihi anıt ve sivil mimari örnekleriyle geniş bir kültürel mirasa sahip olan İncesu tarihi kent merkezi, 2010 tarihinde Kentsel Sit Alanı, 2012 yılında ise Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir. Bu tez çalışmasında, Kayseri-İncesu Kentsel Sit Alanı içerisinde bulunan yapıların çevresiyle birlikte incelemeleri, analizleri ve değerlendirilmeleri yapılmıştır. İncesu'nun sahip olduğu somut ve somut olmayan değerleri göz önünde bulundurularak geleneksel doku ve koruma sorunları incelenmiştir. Tarihi çevre koruma ilkelerine uygun olarak ilçedeki kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için öneriler geliştirilmiştir.