Özet
Bu çalışmada insanın doğa ile ilişkisi etik ve ontolojik açıdan ele alınmıştır. İlk olarak, insanın doğa üzerindeki tahribatını daha da belirginleştiren Antroposen kavramsallaştırmasının araç ve işlevleri tartışmaya açılmıştır. Zira Antroposen, hem insanın doğaya verdiği zararın doğadan bahsediş tarzlarını belirlediği hem de doğanın neredeyse sadece ekolojik kriz ile beraber düşünülebildiği bir dönemi adlandırır. Bu nedenle bu çalışmada Kapitalosen tartışmalarıyla karşılaştırılarak Antroposenin sunmuş olduğu dönemselleştirmenin kısıtlı kapsamı ortaya konmuştur. Bu minvalde, ekolojik krizin odağına soyut ve evrensel insan türünden ziyade, doğayla kurulan ilişkinin tarihsel süreçlerde takip edilebilen niteliksel dönüşümlerinin yerleştirildiği bir perspektif önerilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde içinde yaşadığımız dünya-ekolojisi, özellikle insan olmayan varlıklarla kurulan ilişkiler üzerinden diğer ekolojiler ile birlikte ele alınmıştır. Bugün ekolojik kriz tartışmalarında, meselenin aciliyetine vurgu yapılırken çoğunlukla gözardı edilen insan olmayan varlıkların, ikincil pozisyonlardan ziyade kurucu nitelikleri öne çıkarılmaya çalışılmıştır. Zira kriz ile mücadele söz konusu olduğunda, insan olmayan varlıkların failliklerinin ve ilişki ağlarının karmaşık yapısının göz ardı edilmesi müdahalelerin beklenilen sonuçlara ulaşamamasında da etkilidir. Son olarak insanın da bu ilişki ağları içinde yer aldığı vurgulanmıştır. Bu sebeple çalışma, doğa-kültür gibi varsayımsal bir ayrım üzerinden kurulan ilişkinin etik sonuçlarına yapılan vurguyla, kriz olarak anılan mevcut koşulları yeniden sorgulamaya davet etmektedir.