Özet
Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) erken Cumhuriyet dönemindeki etnisite politikalarını konu edinen bu çalışma, partinin görüşlerini esasta Şeyh Said, Ağrı, Trakya ve Dersim Olayları bağlamında tartışmaya çalışmıştır. TKP'nin ilgili döneme ait dokümanları incelendiğinde belirginleşen söylemlerin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) etnisite politikalarıyla tam bir uyum içerisinde olduğu görülmektedir. Nitekim bu yıllarda hem TKP hem de SSCB belgelerinde bilhassa Kürt coğrafyasında cisimleşen olaylar gerici, dinci isyanlar olarak değerlendirilmiş; Yahudi toplumunun maruz kaldığı şiddet sükûnetle karşılanmış ve Kemalist iktidarın Türkleştirme politikaları desteklenmiştir. Sosyalizme içkin kimi sorunların da gün yüzüne çıktığı bu dönemde, TKP'nin farklı etnik topluluklara dair siyaseti ve söylemi, SSCB ve Üçüncü Enternasyonal'in etkisi altında şekillenmiştir. Bu ortam TKP'nin genç ve tecrübesiz oluşuyla, sosyalizm teorisinin Türkiye şartlarına uyarlanamayışıyla ve TKP üzerindeki Türkçü etkiyle birleşince hakim etniye ait imtiyazların olumlanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu çalışma, SSCB'de yeniden üretilen devlet mekanizmasının TKP'nin etnisite politikalarını da tayin ettiğini ileri sürmektedir. Zira SSCB'nin 1917-1940 yılları arasında ulusal ve uluslararası düzeydeki etnisite politikaları, "ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı" ve "tam hak eşitliği" söylemleriyle başlamış fakat siyasal gelişmelere paralel olarak temel gayesinden uzaklaşmıştır. SSCB'ye hakim olan güvenlikçi söylem, kapitalist ülkelerle gelişen diplomasi trafiği ve SSCB'de ekonomik ilerlemeye koşut olarak şekillenen "büyük güç" olgusu, sosyalist ve kapitalist ideolojinin iç içe geçmesine yol açmıştır. Sosyalist biçim altında süren bu ikilik devlet aygıtının yeniden üretimiyle sonuçlanmıştır. SSCB'de yeniden üretimin gölgesi bilhassa etnilerin, hukukun, eğitimin, ailenin, nüfusun üzerine düşmüş; dahil etme ve dışlama politikaları, rıza üretim mekanizmaları ve devasa yok etme pratikleri sosyalist jargonla harmanlanmıştır.