Özet
Bu tezde Michel Foucault, Michael Hardt ve Antonio Negri'nin çalışmalarından hareketle günümüz egemen iktidar modeli ve yönetim biçimi ile buna karşı direnişin imkânları tartışıldı. Foucault'nun 1970-1984 arası çalışmaları, yönetim ve öznellik kavramları merkeze alınarak iki veçhesi olan tek bir güzergâh şeklinde analiz edildi. Buna göre Foucault'nun, ilk veçhesinde (1970-1980), iktidar ve yönetim meselelerini ele alarak insanların nasıl özneleştirildiğine, dolayısıyla nasıl yönetilebilir kılındığına; ikinci veçhesinde (1980-1984) ise insanların kendilerini yönetme ve farklı/yeni öznellikler inşa etmesine yönelik çalışmalar yaptığı ortaya kondu. Foucault, 1970-1980 arasındaki çalışmalarında, biyo-iktidar olarak adlandırdığı 20. yüzyılın baskın iktidar modelinin tarihsel dayanak noktalarını, temel mekanizmalarını ve işleyiş biçimini analiz etmiştir. Foucault'nun analiz güzergâhı takip edilerek biyo-iktidar tüm yönleriyle ortaya konmaya çalışılmıştır. Ancak hızla değişen dünyada biyo-iktidarın bugün nasıl şekillendiğini ve işlediğini anlamak için 1984'te ölen Foucault'nun analizinin güncellenmesi gerekiyordu. Bu noktada, Foucault'nun iktidara dair analizinin 21. yüzyıl bağlamında güncellenmesi olarak Hardt ve Negri'nin İmparatorluk tartışması devreye sokulmuştur. İmparatorluk'a geçişi sağlayan temel tarihsel süreç ve mekanizmalar, İmparatorluk'un idari/yönetsel teknolojileri, temel ilke ve araçları detaylı bir şekilde ele alınarak bugün itibariyle karşı karşıya olduğumuz iktidar, onun yönetim biçimi ve işleyişi analiz edilmiştir. Foucault'nun güzergâhının ikinci veçhesi (1980-1984) direniş üzerinden ele alınmış; Antik Yunan-Roma'daki kendilik pratiklerine dair analizleri, yeni öznelliklerin inşası ve kendinin yönetimi bağlamında başvurulacak araç ve yöntemler olarak okunmuştur. Foucault'nun kendi üzerine çalışmayı karakterize eden felsefi êthos olarak adlandırdığı sınır-tutum mikro ölçekte direniş; başka türlü yönlendirilme ve yönetilmeye dair mücadeleler için kullandığı karşı-tutum ise makro ölçekteki direniş şeklinde ele alınmıştır. Böylece Foucault'nun güzergâhının ikinci veçhesi takip edilerek özneleştirilmeye ve yönetilmeye karşı farklı/yeni öznelliklerin inşası ve kendini yönetmenin imkânları ortaya konmaya çalışılmıştır. Foucault'nun direniş bağlamındaki analizlerinin daha çok mikro ölçekle yani sınır-tutumla sınırlı kaldığına yönelik tespitten hareketle Hardt ve Negri bir kez daha devreye sokulmuştur. İkilinin Çokluk üzerinden geliştirdiği analiz, direnişin makro ölçekteki çözümlemesi olarak ele alınmış ve Foucault'nun karşı-tutum kavramlaştırılmasına denk gelecek şekilde okunmuştur.