Özet
Ekonomik küreselleşmenin ideolojisi olan neoliberal düşünce; tekniği araçsallaştırarak bilgi manipülasyonunun önünü açar ve toplumun tepki mekanizmalarını piyasa yararına yönlendirir. Sistematik karmaşa siyaseti her şeyi metalaştırarak sermaye döngüsüne katar. Çalışmanın amacı neoliberal politikaların güncel mimarlık üretimindeki varoluşlarını onto-politik çerçevede incelemektir. Tez, Deleuze'ün ontolojisinde Kendi ve Öteki arasındaki devinimi, mimarlık ve ideolojik Öteki arasında kurarrak içselleştirme ve dışsallaştırma döngüsü üzerinden okur ve teseraktta diyagramlaştırır. İçselleştirme, alışkanlıkların bozulduğu, anlamın üretildiği ve pasif kendilikte düşüncenin sentezlendiği süreçtir. Bernard Stiegler düşünce ile birlikte tekniğin de bedene içkin kurucu bir role sahip olduğunu ve kolektif hafızayı yarattığını savunarak diğer teknoloji felsefecilerinden ayrılır. Bu kolektif hafızanın içselleştirilebilmesi "teknik bireyleşme", içselleştirilememesi "bilişsel ve duyusal proleterleşme" olarak okunur. Mimarın neoliberal sistem ile kurduğu onto-politik ilişkiyi nasıl dışsallaştırdığının araştırması da tekniğin düşüncenin öznesi veya nesnesi oluşu üzerinden yapılır. Mimar öznenin teknik ile nasıl bir ilişki kurduğunun seçimi, etik çerçevede aktiflik ve pasiflik olarak değerlendirilir ve dışsallaştırdığı sembolik düzlem üzerinden araştırılır. Pasiflik, sistemi olumlayarak sistemin sınırları dahilinde reaksiyon göstermektir. Mimarın bu anti-entelektüel tavrı neoliberalizmin mimarlığı olarak karşılık bulur; projektif, sermaye odaklı, duygulanım yaratan, algoritmik, markalaşmış, esnek ve edilgin/pasif yapma biçimleri olarak incelenir. Aktiflik, sistemin karşısında bir aktör olarak, Ötekinin belirlediği sınırları ihlal edip kendi içkinliğinde aksiyon göstermektir. Mimarın bu entelektüel tavrı, mesleki pratikleri üzerinden taktiksel, yerel, gündelik, apolitik, kullanıcı odaklı ve etkin/aktif mimarlıklar olarak açımlanır. Mimarlık düşüncesinin aktif ve reaktif konumlanışları mimarlığın mesleki sınırlarını yeniden inşa eder. Kendi ve Ötekinin kavramları arasındaki ilişkilerin zamansal eksendeki hareketi ile oluşturduğu yüzey, teknoloji-mimarlık düşüncesinin topolojisini kurar.