Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi

Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

MSGSÜ'de Ara
Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.otherBoğaziçi Üniversitesi
dc.contributor.otherMimar Sinan Üniversitesi İstanbul Varlığını Koruma Grubu
dc.date.accessioned2024-11-08T12:55:02Z
dc.date.available2024-11-08T12:55:02Z
dc.date.issued1995en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14124/6650
dc.description.abstractBu konferans alt başlığının bizim üniversitemiz için özel bir anlamı var. Açıklamaya çalışayım. Yıl 1948'di. Bu kampüse kısa pantalonlu bir orta okul öğrencisi olarak geldim. O zamanlar Anderson Hail olarak bilinen Fen Edebiyat Fakültesi'nden şimdiki Etiler'e kadar olan alan tam anlamı ile bir dağbaşı idi. Mühendislik Fakültesi binası daha inşa edilmemişti. O günkü idareciler, güvenliğimizi düşünerek, o ıssız alana gitmemizi istemezler ve mani olmak için de gerekli önlemleri alırlardı . Abilerimiz ise ormana ve ıssız tepelere kaçar; idarecilerimizin pek tasvip etmedikleri faaliyetlerde bulunurlardı. Bizler ise zaman zaman ya şimdi 4. Levent'in hemen yanı başındaki alanda terkedilmiş olan PERİLİ KÖŞK'e veyahutta şimdiki ULUS'un hemen yanındaki o zamanki Kız Koleji'ne (şimdiki Robert Kolej) doğru kaçar; macera güdülerimizi tatmin etmekten büyük bir haz duyardık. 1957 yılında mezun olduğum günlerde şimdiki Etiler kapımızın devreye ginneye başladığını, Nisbetiye Caddesinin ise yavaş yavaş şekillenmeye başladığını hatırlar gibiyim. 1969 yılında o zamanki Robert Koleji, yani bugünkü Boğaziçi Üniversitesine döndüğüm zaman artık Etiler oldukça gelişmiş, Nisbetiye Caddesi ana arter haline gelmeye başlamıştı. O günler bu gelişmeyi pek tasvip etmememe rağmen bugünün ölçülerine göre şimdi düşünüyorum da, oldukça düzenli bir şekilde gelişmişti. 1960'lı yıllar ise Etiler'in gelişmesini beğenmeyenleri daha da hayretlere düşürecek gelişmelere sahne oldu. Şimdi HİSARÜSTÜ diye bilinen semtteki gecekondulaşma hız kazanmaya başlamıştı. Bu gecekondulaşmanın üniversitemiz için iki önemi vardı o yıllarda: * Sosyal bilimci hocalarımız için iyi bir laboratuvardı. Göç ve şehirleşme olgularını araştırıyorlardı Hisarüstü'nde. * Marksist öğrencilerimiz ise semtte oturanları devıirn. konusunda bilinçlendirmeye çalışıyorlardı. 1992'de gör evi devir aldığım zaman artık HİSARÜSTÜ'nih süratle eski HİSARÜSTÜ olmaktan çıkmaya başladığını gördü . Artık gecekondular yerlerini "seçimkondu" apartmanlara terk etmekteydiler. Eskiden göçle gelişen bu yörede şimd , apartmanlaşarak yasal olmayan bir rant yaratmaktaydı. • Sizlere kuzeyimizde işlenen cinayeti tasvir etmeme pek gerek yok: * * * * Biribirinin dibinde seçim öncesi yangından mal kaçırır gibi yapılmış apartmanlar, evinin yatak odasından minarenin şerefesine elini uzatıp geçebilmek gibi bir lüks !!! altyapının, yolların, kaldırabileceğinin çok üstünde bir nüfus yoğunluğu, kalabalığın ve çağdaş olmayan bir yerleşim sisteminin neden olabileceği sosyal bozukluklar, * Boğaz'ın güzel köşelerinden birinde, o güzelliğe tamamen ters orantılı, gözleri ve her türlü zevki tırmalayan bir garabet manzumesi. Bütün bu çirkinlik ve çarpıklıkları görüp insan zaman zaman kendi kendini de eleştiriyor. Bizim de suçumuz var mıydı bu işte diye düşünüyor. Üniversite olarak, bir aydınlık yuvası olarak, biz bu gelişmeye dur diyemez miydik? Türkiye'de pek çok kişi ve kuruluşun yap tığ ı gibi kendi sorunlarımıza eğilip çevremizi unuttuk mu? Gemisini kurtaran kaptan, benden sonrası tufan mı dedik? Koca üniversitelerin çevresine büyük bir sorumluluğu var. Üniversite çevresindeki gelişmelere bigane kalamaz ve kalmamalı. Üniversitenin işlevi yalnız bilgiyi ve bazı becerileri bir rutin içinde öğrencilere aktarmak değildir. Üniversite, bilgi kadar medeniyetin, çağdaşlığın, güzelliğin, kalitenin de kovalayıcısı olmalıdır. Bu işlev yalnız kuramda kalmamalı, çevreye ve topluma hizmet olarak dönmeli ve bu uğurda üniversite bazı değerlerin etkin koruyucusu olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında Üniversitemiz Hisarüstü 'ndek.i çarpık yapılaşmaya rağmen önemli ölçüde başarılı olmuş sayılır. 1970'li yılların sonrasında o zamanki Rektörümüz Prof. Dr. Semih Tezcan'ın çabalan ile Belediye yetkilileri gecekondulaşmaya karşı uyarılmış, bu çabalar sayesinde Nafi Baba Tekkesi ve bu tekkeden Hisar köyüne kadar uzanan ormanlık ve güzelliği ile eşsiz arazi, Üniversitemiz kaynaklarının kullanımı ile örülen, uzun, üniversite ile mücavir alanı çevreleyen duvar sayesinde koruma altına alınabilmiştir. Eğer bu set çekilmemiş olsaydı herhalde Hisar Köyü bugün herkesin gıpta ettiği tarihi niteliğini muhafaza edemezdi. Diğer taraftan arazi korunmasında başarısız olunmasının en güzel örneği ise İstanbul Teknik Üniversitesi'ne tahsis edilen alanın Küçük Armutlu yerleşim bölgesine dönüşmesidir. Küçük Armutlu da herhalde, tıpkı Hisarüstü gibi, Hisarüstü ile Baltalimanı arasındaki bölgede plansız, programsız bir şekilde "apartmanlaşarak" İstanbul'un çirkinleşmesine katkıda bulunacak. Üniversitelerimizin İstanbul'un karşılaştığı göç ve çarpık kentleşme sorunu ile yakından ilgilenmelerinin zamanı geldi ve geçti bile. Artık pek kaybedecek vakit yok. Günümüzde işin boyutu da çok büyümüş durumda. 1960'larda 1 milyon nüfusu yeni aşmakta olan bir kent söz konusu idi. Bugün ise, çevresi ile birlikte 10 milyon civarında nüfusu barındıran ve göç alarak hızla büyümeye devam eden bir metropol söz konusu. Üniversitemiz bu soruna eğilen bütün girişimlere destek vermek amacındadır. Topluma karşı sorumluluğumuz böyle bir davranışı gerektirmektedir. Bu toplantının başarıya ulaşması dileklerim ile hepimize en derin saygı ve sevgilerimi iletirim. Prof.Dr. Üstün Ergüderen_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBoğaziçi Üniversitesi ; Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Varlığını Koruma Grubuen_US
dc.rights© Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesien_US
dc.subjectKent planlama--Türkiye--İstanbul--Kongreleren_US
dc.subjectKöyden kente göç--Türkiye--İstanbul--Kongreleren_US
dc.subjectİstanbul (Türkiye)--Ekonomik koşullar--Kongreleren_US
dc.subjectİstanbul (Türkiye)--Sosyal koşullar--Kongreleren_US
dc.titleİstanbul ve göç : bir şehrin karakter değişimi : 22 Aralık 1994, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul : konferans bildirilerien_US
dc.typebooken_US
dc.departmentMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryKitap - Ulusalen_US


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster