Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Eyyûbîler Ve Memlûkler Döneminde İskenderiye (1167-1517)
Özet
Bu tez Mısır'da yer alan İskenderiye şehrinin 1167-1517 yılları arasındaki tarihini incelemektedir. Çalışma, Eyyûbîlerin daha Mısır'da yönetime gelmeden şehirle gerçekleşen ilk temasıyla başlayıp Osmanlıların fethiyle sonra ermektedir. İskenderiye, tarih boyunca önemli bir şehir olmakla birlikte Haçlı seferleri döneminde kilit bir role bürünmüştür. Eyyûbîlerin tarih sahnesine çıkmalarından kısa bir süre sonra Haçlıların yönünü Mısır'a çevirmesi, şehrin stratejik önemini arttırmıştır. İskenderiye, sahilde bulunması sebebiyle her zaman tehdit altında olsa da Haçlılar döneminde bunu daha da yakından hissettirmiştir. Dolayısıyla Mısır yöneticileri için İskenderiye savunması ciddi bir devlet stratejisi haline gelmişti. Eyyûbîler döneminde Haçlıların yönünü Dimyât'a çevirmesiyle 1174 yılındaki Norman saldırısı dışında şehre karşı bir atak olmamıştır. Memlûkler döneminin ilk asrında devletin İskenderiye politikası değişmese de ilerleyen süreçte karşımıza zıt bir tablo çıkmaktadır. XIV. yüzyılda devletin yaşadığı rehavet ve iç çekişmeler şehir savunmasını zayıflatmıştır. Böylelikle İskenderiye 1365 Haçlı seferine hazırlıksız yakalanmıştır. Kıbrıs kralı Pierre de Lusignan önderliğindeki Haçlı ordusu tarafından kısa sürede düşen İskenderiye, oldukça büyük yıkım ve yağmaya uğramıştı. 1365 yılında gerçekleşen Haçlı seferi şehir tarihinde önemli gelişmelere yol açmıştır. İlk olarak İskenderiye, normal vilayet yönetiminden niyâbetü's-saltana yönetimine geçirilmiştir. Tesis edilen yeni sistemde şehrin yönetiminde daha rütbeli emîrler görevlendirilmiştir. Aynı zamanda şehrin askerî gücü de arttırılmıştır. İdarî sistemde İskenderiye'nin bu yüksek konumu, devlet yıkılana kadar devam etmiştir. 1365 Haçlı seferi aynı zamanda parlak bir çağ yaşadıktan sonra İskenderiye'nin gerilemeye başlamasında ilk aşamalardan biri olmuştur. Bu tarihten sonra başlayan gerileme XV. yüzyılda zirveye çıkmıştır. İskenderiye, sahip olduğu coğrafî konum ve bunun getirisi olan ticarî zenginlik ile Mısır'ın en önemli ikinci şehri olmuştur. Dolayısıyla burada güçlü bir idarî sistem tesis edilmiş ve birçok kamu görevlisi şehirde görev yapmıştır. Yine şehrin nüfusunun kalabalık olması burada güçlü bir adlî sistemin olmasını da gerektirmiştir. İskenderiye aynı zamanda kozmopolit bir şehirdi. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi halk bir arada yaşamaktaydı. Bunların dışında şehirde geçici olarak bulunan yabancı tüccarlar mevcuttu. Bütün bunlar şehirde canlı bir sosyal yaşama yol açmıştır. İskenderiye bütün olumlu özelliklerine rağmen XV. yüzyılda hızla küçülmüştür. Sürekli tekrarlayan korsan saldırıları, sık sık kendini gösteren afetler, devlet yönetiminin ticarette uyguladığı sert poltika ve konulan ağır vergiler, İskenderiye'de nüfus kaybına yol açmıştır. Nüfusun azalması ise şehrin giderek tahrip olmasına sebep olmuştur. XV. yüzyıl sonlarında Ümit Burnu'nun Portekizlerce keşfi, İskenderiye'nin en önemli vasfı olan ticarete büyük zarar vermekle birlikte şehri daha da kötü bir duruma sokmuştur.