Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Fransa'da müstakil resim II : Matisse'den Segonzac'a kadar
Özet
Akademi Direktörü Burhan Toprak, modern san'atı ciddi surette tetkik eden bu kitabın tercümesini
bize verdiği zaman büyük bir sevinçle kabul ettik.
Direktörün, Türkçede bir modern san'at tarihi kitabına ihtiyaç görmesi tesadüfi olmacılığı gibi bizim de tercümenin bütün günlüklerini bildiğimiz halde,
bu işi vjnçJ üzerimize almaıruz bir hadna)na Lk
deö-jldir. Türk ernizde an'ata dair p k az e er vardır.
Hel modern an 'at üz rind tecesüünü tatmin
etmek isteyen bir gence verilecek kitap yok gibidir.
Halbuki modern san'at, elli senelik mücadeleli,
münakaşalı, tecrübeli mazisinden sonra, istihzayı bile
gülünç hale getirecek kadar varlığını ve orijinalliğini
kabul ettirmiş bulunuyor. Geçenlerde Paris
gazeteleri, modern san'atla kıyasıya dövüşen san'at
softalarının nihayet mağlup olarak Derain, Segonzac, Despiau gibi evvelce barbar fakat bugün yaşayan
san'atın dahileri sayılan üstadların Akademi'ye
kabul edilmek üzere olduklarını bildiriyordu.
Modern sanatın tarihi çetin kazaııılınıs, bir zaferin
tarihidir. Nihayet Akademi'ye de giren bu san'ata
Türkiye'de de vatandaslık hakkı verilmis, bulunmaktadır:
İki senedenberi Güzel Sanatlar Akademisi
tedrisatını modern san'at zihniyetile yapmaktadır.
Hatta bu teşebbüsü ile en ileri garp memleketlerinden
evvel davranmış olmak şerefini kazanmıştır. Çatısı
altında o sari'a tın tanınmıs, bir üstadı olan Leopold
- Levy tedrisat yapmakta ve onun etrafında
Andre Lhote gibi, Grommaire gibi, Friesz gibi üstadların.
atölyelerinde çalışmış gençler bulunmaktadır.
Yakında açılricak olan Beyoğlundaki satış mağazasile
de bu san'atın geniş halk tabakalarile teması
temin edilecektir. Bugün memleketimizde, modern
san'atı seven fakat onun ne olduğunu anlamak isteyen
büyük bir kütle vardır. Halk arasındaki san'at
meraklıları için bu alem, henüz içine girilmemiş vahşi
bir orman manzarasındadır. Genç ressamlarımızın
sergilerde teşhir ettikleri tablolar şimdiden alaka ile
seyrediliyor. Fakat ellerinde mev'ut cennete gidenyolların bir kılavuzu yok. İşte «Fransa' da Müstakil
Resimin tercümesi böyle bir zamana rastlamaktadır.
Kitap, bugünkü san'at münekkitlerinin en anlayışlıları
tarafından bu hususlarda ömür tükettikten
sonra yazılmıştır. Gerek Adolphe Basler, gerekse
Charles Kuntsler Fransa'nın tanınmıs iki san'at mü
nekkididir. Bu eserlerip.de, Fransa' daki bugün resmin
vatanı sayılıyor - adetleri on binleri geçen ressamlar
içinden pirincin taşını ayıklar gibi, ancak yüz,
yüz elli kadar en değerli san'atkarı seçip, onların hakiki
missi on 'larını, san' at kıymeti tarafgirliğin den
başka tarafgirliğe düşmeden belirtmişlerdir. Denebilir
ki (Fransa'da Müstakil Resim) modern san'atın
talihini çizmekte ve en doğru manzarasını vermediği
çalışmaktadır. Ufak çapta olmasına rağmen etrafhdır.
Bütün san'at cereyanlarını içine aldığı gibi ayrıca
talimi mahiyeti de haizdir. Bu nokta modern san'atı
tetkik edeceklere faideli olacaktır. Eserde sanat;
tarihi ve sosyal seyri ile, san'atkar da, mizacından
tekniğine, dünya görüşünden en küçük endişelerine
kadar bütün zaviyelerile tetkik ve tahlil edilmiştir.Ayrıca iki yüze yakın reprodüksiyonları da büyük bir
isabetle seçilmiştir.
Eserin Esoterique, yani ancak san'atın tekniğini
bilenlerce anlaşılır mahiyette yazılmış olması ve tenkidinin
sadece zahiri tasvir eder şekilde kalmıyarak
bilakis, ifadesini bulduğu felsefi düşünce ile daimi
surette beraber yürümesi ve diğer bir çok bilgilerden
ıstılahlar alması, metni ve 'lisanı biraz ağırlaşt1rmıştır.
Daha ilk sayfalardan itibaren büyük zorluklarla
karşılaştık. Rastladığımız bir çok cümleleri türkçeye
çevirmek içip manası tebellür etmiiş kelime, mefhum,
tabir, ıstılah bulamıyorduk. Bazan tek bir cümlede
türlü türlü hal suretlerine vardığımız halde hiç
birini beğenmiyorduk. Fakat yine en büyük dikkatimiz
aslına sadık kalmak oldu. Zaten ne eserin tefsiri
bir tercümeye tahammülü ne de bizim buna salahiyetimiz
vardı. Bu yüzden tercümede görülecek kusurların
bağışlanacağını umuyoruz.
Ahmet Muhip - Cahit Sıtkı
Koleksiyonlar
- Kitaplar [287]