Abstract
Yaratım ve yıkım, art arda gerçekleşerek yeni oluşları meydana getiren süreçlerdir. Sanat akımları önceki dönemin eğilimlerini reddederek ortaya çıkarken, özellikle modern sanatta yeniye ulaşma arzusuyla geleneğe yönelik yıkıcı bir tavır alınır. Bu çalışmada, bahsedilen tavır sayesinde kendini gösteren sanatsal yönelimlere değinilirken amaç; içinde yıkıcı süreçleri barındıran bir yöntemle üretimler yapan Nicola Samori’nin resim pratiğini incelemektir. Sanatçı, hayranlık ve takıntıyla beraber bugüne taşıdığı barok figür anlayışını resminin bir parçası haline getirerek, onu farklı yollarla manipüle eder. Ustalıkla boyadığı yağlıboya resimleri ona son derece ters bir hareketle yıkıma uğratarak görsel, kavramsal ve malzemeye dair karşıtlıklar yaratır. İncelikle çalışarak gösterdiği yanılsamacı imgeyi ve anlamını, malzemenin maddiliği ile keskin ve şiddetli bir şekilde bozar. Bu sayede malzeme ve anlam, biçim ve içerik bakımından katmanlı bir gösterge sunar. Samori, tekil olarak eserlerinin yanı sıra bütünsel üretim sürecinde döngüyü her zaman yapılanmaya doğru yönlendirmeye çalışır, böylece döngüyü işlevsel kılar.