Abstract
Yüksek ofis binalarında çalışma alanına olan talep ekonomik, sosyal ve politik faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermekte, dolayısıyla ülkeden ülkeye ofis yapılarının kullanım alanı etkinliğinde önemli farklılıklar olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı dünyada ve Türkiye’de yapılan yüksek ofis binalarını, kullanım alanı etkinliğini etkileyen faktörler açısından inceleyerek, benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaktır. Bu doğrultuda dünyanın ve Türkiye’nin, yapımı tamamlanmış olan en yüksek on ofis binası seçilerek, bu binalar kat adedi, bina yüksekliği, brüt kat alanı, net kat alanı, çekirdek büyüklüğü ve geometrisi, cephe ve çekirdek arasındaki uzaklık, kat ve temiz kat yüksekliği, taşıyıcı sistem ve çekirdektaşıyıcı sistem etkileşimi açısından karşılaştırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda, yükseklikle arasında önemli düzeyde farklılıklar olmasına karşılık, ortalama kat alanı etkinliğinin dünyadaki ve Türkiye’deki örneklerde yakın değerlerde olduğu görülmüştür. Türkiye’deki örneklerin yabancı örneklerin yaklaşık yarısı kadar yüksekliğe ve kat adedine sahip olduğu dikkate alınırsa, kullanım alanı etkinliğinin yurt dışındaki örneklere yakın olması dikkat çekicidir. Bu durum çekirdek alanlarının ve düşey taşıyıcı eleman boyutlarının, dünyadaki örneklere oranla daha büyük tasarlanmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye’de yüksek dayanımlı beton kullanımının yaygınlaşmaması, ana strüktürel çerçeve ile çekirdek arasında etkileşimi sağlayarak, strüktürel eleman boyutlarını azaltan yatay kafes kirişlerin kullanılmaması, asansörlerde bölgelendirme, göklobi, çift katlı kabin ve akıllı sistemler gibi tasarım stratejilerinin uygulanmaması, Türkiye’deki yüksek ofis binalarında kat alanı etkinliğinin daha düşük seviyelerde kalmasına neden olan başlıca nedenlerdir. Ülkemizdeki yüksek yapı uygulamalarında dünyadaki son gelişmelerin daha yakından takip edilmesi gerekmektedir.