Özet
Yok-yer (non-lieu) kavramı ilk kez, Mark Augé tarafından 1992 yılında yazılmış olan "Non-Lieux, Introduction à une Anthropologie de laSurmodernité" başlıklı kitapla gündeme geldi. Kitap ardından da pek çok dile çevrildi. Yok-yer kavramı antropolojiden Mimarlığa oldukçaçeşitli bilgi disiplinleri içinde tartışıldı ve kullanıldı. Yok-yer çok sayıda akademik çalışmanın ya doğrudan doğruya konusu ya da konusunun önemli bir parçası oldu. Bu bağlamda kavram Türkçeye yer-olmayanlar ve yok-yerler olmak üzere iki farklı şekilde çevrildi. Bu yazıyok-yer kavramının Türkçeye çevirisini, anlamını, göndergelerini ve bağlamını sorgulamaktadır. Bunun da ötesinde kavramsallaştırmanınAugé’nin ortaya koyduğu haliyle içine düşmüş olduğu mantıksal, ontolojik ve epistemolojik problemleri analitik bir bakışla tartışıp eleştirmektedir. Bu çerçevede yok-yer kavramı ile yersizleşme kavramı arasındaki benzerlik ve farklar ortaya konarak hangi durumlarda vegerekçelerle yersizleşme kavramının tercih edilebileceği açıklanacaktır.
The non-place (non-lieu) concept came to the fore for the first time, with the book "Non-Lieux, Introduction à une Anthropologie de la Surmodernité", written by Mark Augé in 1992. The book was later translated into many languages. The concept of non-place has been discussed and used in an extensive discipline of knowledge from anthropology to architecture. Non- place is a subject or part of a subject of a large number of academic studies. In this context, the concept has been translated to Turkish into two different forms as "yer-olmayan" and "yok-yer". In this article I will question the translation, meaning, referents and context of the concept of "non-lieu". Beyond that, I will discuss and criticize the logical, ontological, and epistemological problems of conceptualization has fallen into as it has been revealed by Augé. In this frame, I tried to put forward the differences and similarities between the concept of non-place and the concept of deterritorialization. I also will try to explain in which situations the concept of deterritorialization can be preferred.