Danimarka sinemasının altın çağı

Abstract

İskandinav ülkeleri arasında sinemayı benimseyen ve geliştiren ilk ülke Danimarka'dır. Friese-Greene, Edison ve Lumière kardeşlerin çağdaşı olan, saray fotoğrafçısı P. Elfelt, 1898 yazında Danimarka Kraliyet ailesini filme aldı. Danimarkalılar, 1903'te ilk konulu filmi yaptıklarını iddia etmektedirler.

1906'da, bugün dünyanın en eski film şirketlerinden olan Danimarka'nın ilk film şirketi Nordisk Films Kompagni, Ole Olsen tarafından kuruldu. Birkaç yıl içinde Nordisk Films, dünyanın en önemli yapım ve dağıtım merkezi oldu. New York'ta ve birçok şehirde şubeleri kuruldu. Bu şubeler vasıtasıyla şirket, "Hapishane Kapısında" adlı filminden 250 kopya satmıştı. Nordisk'in Fransız pazarlarını da ele geçirdiği, ayrıca Almanya'da en çok aranan filmlerin Danimarka yapımı olduğu söyleniyor. Üretimin en yüksek olduğu yıl, 100'den fazla film yapılmıştı ve bu filmlerin çoğu tek bobinlik filmler olmakla birlikte, 3-4 bobinlik filmler de vardı.

Danimarka sinemasının bütün dünyada neden bu kadar ün kazandığını kestirmek güç. Sessiz Danimarka filmlerine baktığımız zaman, olağan hikayelerin sinema üzerinde büyük etkisi olduğunu görüyoruz. Duygusal filmler, fantomlar, vur-kırılı filmler, heyecan filmleri... Altın Çağ sırasında 3000 sessiz film yapılmıştır. Bugün bu filmlerin bir kısmı kaybolmuş bulunmaktadır fakat elde kalanlar, bize bu devre ait değerli bilgiler vermektedir.

Danimarka sinemasını sadece ekonomik güçlüklerin yıkmadığını söyleyemeyiz. Aksaklıklar temeldedir. Bütün övgüler, form, dekor, ışıklandırma, oyun, stil ve montaj üzerinde toplanmaktadır. İçerik olarak da büyük değer taşımaktadır.