Özet
Corot, Bonnard, Braque ile bağlantısı şüphesiz vardır; onlarla diyalog kurmayı bilmiştir. İstanbul şehri ve atmosferi, dolaylı olarak resimlerine yansır. Picasso gibi dramatik ve sert, Kandinsky gibi teorik ustaları sevmiş; fakat yolunun o taraflardan geçmeyeceğini çok iyi anlamıştır. Zamanımızda birçok kişiyi yanıltan sanatsal maceralardan da uzak durmuştur. Ancak bu tutumu uzun düşünce süreçleriyle değil, sanat içgüdüsünün rehberliğiyle oluşmuştur. Bizde ona benzer bir diğer usta, lirik ve şair ruhlu ressam Eşref Üren’dir.
Talebelik döneminde aynı duygu ve ideallerle başladılar; aynı şeyleri sevdiler. Farklı karakterlerde geliştiler ama resmi her şeyden çok sevdiler. Ve nihayetinde Türk resminde bugün sahip oldukları çok değerli yerlerini aldılar.
Dostlarının ısrarlı çağrıları üzerine açılan bu sergi vesilesiyle, şimdi karşımızda duran bu resimler ilk defa gün yüzüne çıkıyor. Bugüne dek sırlarını saklamış bu eserlerle, sabrın, tevazunun, feragatin ve hassas bir yaratılışın ressamı Ziya Keseroğlu bize nasıl bir sürpriz hazırlıyor…
Zeki Faik İzer
Bu broşür, sanatçının 25 Mayıs-8 haziran 1970 tarihleri arasında Devlet Güzel Sanalar Akademisi'nde açılan "1960-1970 Çalışmaları" sergisi için hazırlanmıştır.