Abstract
Bu çalışmada, Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Uzak’ adlı filmi üzerinden taşra ile kent arasındaki gerilimli ilişki sosyolojik bir bakış açısı ile ele alınmaya çalışılmıştır. Kapitalist modernleşme ile birlikte ortaya çıkan kentli bireyin kurmuş olduğu korunaklı yalnızlığı ile bu yalnızlığın içine dâhil olan taşradan gelen davetsiz misafir arasındaki ilişkiyi incelikli bir şekilde anlatan ‘Uzak’ filminin, bir bakıma karakterler üzerinden taşra ile kent karşıtlığının zihinlerimizdeki tasavvurunun sorgulanmasının önünü açtığını söyleyebiliriz. Taşrayı, donmuş bir yapı olarak kurgulayan modernist düşüncenin görmezden geldiği, kapitalizmin sızmadığı yer kalmadığı gerçeğidir. Film bu gerçeği şablona kaçmayan bir anlatım dili ile başarılı bir şekilde yansıtmıştır.
This study attempts to bring a sociological perspective on the tense relationship between urban and rural life, via Nuri Bilge Ceylan's movie "Uzak". The director subtly examines the relationship, typical of capitalist-era modernisation, between an urban resident who has constructed "a sheltered loneliness", and an unexpected rural guest who becomes involved therein. Via strong characterisation, the work opens a debate on the popular image of rural urban opposition. Rural life, frustrated and then ignored by modern way of thinking, is nonetheless a reality saturated with capitalism. "Uzak", with unique, cliché-free language, successfully reflects this.