Abstract
Kentler, toplumların ve bireylerin bir arada bulundukları ve sosyalleştikleri, farklı sosyal ve kültürel sınıftan, farklı etnik gruplardan farklı özellikteki insanların bir araya geldiği buluşma alanı rolü üstlenen mekânlardır.Kültürü mekân ölçeğinde ele aldığımızda; yaşamımızdaki değerleri fiziksel çevredeki biçimlere dönüştürerek yaşam biçimini etkilemekte ve davranışlarımızı belirlemekte olduğu sonucunun ortaya çıktığı görülmektedir. Her kültürel uzantı, mekânı kavramamızı, yakından etkilemektedir. Mekân kullanımında fiziksel çevre, içinde yaşayanların değerlerini, yargılarını, hayat görüşlerini ileten bir ortam olup, içinde barındırdığı anlamları kapsayan simgeleri kullanan mimari dil, gücünü gelenek ve kültürden almakta ve kentleşme derecesini ortaya çıkarmaktadır. Yeni çevrelerin tasarımı ve alternatif çözümleri söz konusu olduğunda, kültürel öğelerin tanımı kadar değişim sürecinin ve değişime uğramış davranışın belirlenmesi de önemli yer teşkil etmektedir.Bireyler sosyal ve kültürel yaşantılarını kentsel mekân kurgusu içindeki aktiviteleri ile sürdürmektedirler. Bu anlamda toplumun yapılanması, bireyler ve toplum arasındaki ilişkinin desteklendiği kamusal alanlarda gerçekleşmektedir.Ancak, günümüzde kentler kontrolsüz gelişmekte ve oluşan kamusal alanlar tasarım ve sosyal kurgu bağlamında kentte yaşayan ve birbirinden ayrışan kullanıcılarının, farklı sosyal gruplar arasında belirgin bir şekilde göze çarpan mekânsal sınırlamalarından dolayı beklentilerine tam olarak cevap verememektedir.Bu çalışma; kentleşme kapsamında, toplumsal davranış kalıpları ile çağdaş kamusal mekânlar olan alışveriş merkezlerinin tasarımının etkileşimini irdelemeyi amaçlamaktadır.