Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Sanat ve Mimarlık / Ütopya ve Distopya Arasında Tersine Çevrilebilir Kader ya da Arakawa ve Gins’in Ölüme Karşı Yaşam Parkurları
Abstract
Günümüzde mimarî mekân ve kullanıcı beden arasındaki ilişkiye ve algısal etkileşime odaklanan çok sayıda mekânsal deney yapılıyor. Bilim ve teknolojinin katkısıyla bedenin doğasını değiştirerek mücadele yeteneğini arttırmaya yönelik araştırmalar da buna paralel olarak sürdürülmekte. Ressam Arakawa ve şair Gins'in deneysel mekânları da bu bağlamda incelenebilir. Sanatçı çift "Ölmemeye Karar Verdik" sloganıyla manifestolarını ilan ettikten sonra, ölümü durdurabilecekleri araçlar yaratmanın yöntemini araştırırken,"gerçekten ölmek zorunda mıyız?" sorusuyla çıktıkları yolda, mimari bedeni normallikten azad edip dünyayı farklı bir şekilde algılamanın imkânını sorgulamışlardır. Makalenin amacı Arakawa ve Gins'in çalışmalarını zihin ve beden ilişkisi üzerine geliştirdikleri erken dönem diyagramlarından ölüme odaklanan mekânsal yapıtlarına kadarki süreçte hem kendi içlerinde hem de dönemlerinin sanat yaratması içinde karşılaştırarak değerlendirmek. Kartezyen İdealizmin göz merkezli mimarlığına karşı duyusal mimarlığın gelişimi bu incelemenin arka planını oluşturuyor; beden ve mimarlık ilişkisi de yine bu arka planı besleyen ve ondan beslenen bir diğer etken. Çiftin görme duyusu yerine tüm bedeni hareket üzerinden zihinle birleştirdikleri mekânsal çalışmaları Modern, Postmodern ve Çağdaş Sanat'a ait çeşitli tutumlarla yöntem ve sanat açısından paralellik kurmaktaysa da, köken ve amaç açısından tamamen farklı bir yaklaşım olarak dikkat çekmektedir Nowadays, many spatial experiments are being carried out, aimed at the relationship between the architectural space and the user body and the perceptual interaction. Research is also underway on strengthening the nature of the body with science and technology. The experimental spaces of painter S. Arakawa and poet M. Gibs can also be examined in this context. After they declared their manifestos with the slogan "We have decided not to die", they searched for the method of creating tools to stop death. On the journey they begun with asking whether we really have to die, they questioned the possibility of perceiving the world differently by liberating the architectural body from normality. The aim of this study is to compare the couple’s works on mind and body, from two dimensional diagrams to spatial experiments, with each other and with other artists’ works from the same period. The development of tactile architecture against the Cartesian idealistic eye-centered architecture is the background of this review. On the other hand, the relationship between body and architecture is also a factor that nourishes and feeds on this background. Although the couple's spatial studies that combine mind and the whole body through movement instead of visual sense establish parallelism with various attitudes of Modern, Post Modern and Contemporary art and architecture, in terms of method and art, they still draws attention as a completely different approach in terms of origin and purpose
Source
MSGSÜ Sosyal Bilimler DergisiVolume
1Issue
16Collections
- TRDizin [754]