Abstract
1370 yılında kurulan Timurlular, 15. yüzyılda gerek siyasi gerekse sanatsal anlamda çok önemli işlere imza atmışlardır. Yıkılana kadarki süreç zarfında genel anlamda İpek Yolu’nun ortasından geçtiği bölgede özellikle Semerkant, Herat, Isfahan’da mimari alanda kendilerini oldukça geliştirmişlerdir. Söz konusu yapılar çeşitli araştırmacılar tarafından çalışılmış ancak bunların sembolik anlamları üzerinde detaylı olarak durulmamıştır. Halbuki Timurlu mimari eserleri ve şehirleri, işlevsel özelliklerinin yanı sıra gerek plan gerekse süsleme ve boyutları açısından oldukça önemli bir takım sembolik anlamlar barındırmaktadır. Bu özelliklerden ilk göze çarpanı, yapıların hükümdarlığın ve hükümdarın gücünü, ihtişamını sergileme amaçlı, oldukça devasa boyutlara ulaşmış olmalarıdır. Timurlu dönemi bitkisel süslemelerinde bahar dalları, cennetin bir yansıması olarak görülebilir; kıvrımlı dallar ise geometrik süslemelerle birlikte yine sonsuzluk anlayışının pekiştirici unsurlarıdır. Sembolik anlamda dikkati çeken diğer nokta da şehirlerin ve mimari planların "dört ana yön" anlayışına göre düzenlenmesidir. Bu dönemin mimarisinde hayvan tasvirlerine ise çok fazla rastlanmaz. Bununla birlikte tasvir edilen hayvanlar ve mücadele sahnesi Türk sanatı ikonografisinde ve sembolizminde görmeye alışık olduğumuz hususları korumaktadır. Söz konusu araştırmamızda Timurlu dönemi mimarisi gerek plan gerekse mimariye bağlı süsleme programları, Orta ve İç Asya erken dönem Türk sanatı sembolizmi de göz önüne alınarak, sembolizm açısından örneklerle değerlendirilmeye çalışılacaktır.