Abstract
Bu eser metni, tarihçinin, tarih yazımında kasıtlı ya da kasıtsız sübjektif yaklaşımını, tarihçinin pratiğinde bir tutum olarak görülmesini ve sanatçı pratiğine kopyalanarak oluşturulan projeyi sunar. Eserler bir yöntem denemesi olarak, hem sübjektif tarih yazımı ile sanatçının sanatsal pratiği arasındaki benzerlikleri arıyor ve bunları birleştiriyor; hem de ideolojik bir aygıt olarak tarihi, tarihsel olguları bilgiye dönüştürme pratiği içinde geçmişi yorumlayan tarihçileri, bu sistemin içinde kalmalarını ve değiştirilmiş geçmişin birçok alanı etkilemiş olmasını eleştiriyor. Burada sanatçı, bir tarihçi rolüne bürünüyor ve tarihçinin sübjektif (öznel) bakış açısını referans alarak tarih yazımını sanatçı bireyselliğinde ele alıyor. Sanatçı kendi öznelliğinde, tarihçinin olguları düzenleme ve bilgiye dönüştürme pratiğini kopyalıyor. Ayrıca, tarihçi pratiğine de sübjektif bir biçimde yaklaşıyor. Tarihten görsel kayıtlar – tarihten sanat eserleri – sanatçının pratiğinde yeniden yorumlanır ve sanatçının sübjektif yaklaşımı ile yeni yorumlara dönüşürler. "Tarih yoktur, tarihçi vardır" söylemi ile bu projeler, tarihçi olma durumunu dahi, tüm tarih durumlarını sanatçı sübjektifliğinde yorumlar.