Abstract
Cam, saydamlık özelliği ile sanat alanında kullanılan diğer saydam malzemelerden bütünüyle ayrılır. Geçmişte ziynet eşyaları ya da kullanım eşyaları olarak üretilirken, cam malzeme ile yapılan ilk üretimler tam tarihlendirilemese de kendine özgü, ayırt edici özelliklerinden biri olan saydamlığı ile sanat alanında kullanılışı çok uzak bir geçmişe sahip değildir. Günümüzde de bu özelliğinin kullanılışı sonuçta elde edilen görsel etkiler bakımından farklılıklar göstermekte, biçimsel arayışlar içinde olan sanatçıların elinde hızla özgün eserlere dönüşerek değişmekte ve teknik açıdan gelişim göstermektedir. Biçim arayışı içinde olan sanatçılar için saydamlığına bağlı olarak geçirgen olma ve içini gösterebilme özelliği ile ideal sayabileceğimiz ve bu sebeple de kullanışlı bir malzeme olma yolunda olan cam; sanatçıya teknik şekillendirme olanakları açısından çok farklı ufuklar sunarken, saydam özelliği ile kurulan eser- anlam ilişkisine de katkıda bulunmakta, biçim- içerik bütünlüğünü sağlayan bir öğe haline gelmektedir. İçini gösteren yapısı ile bu saydam malzeme, kendi bünyesinde farklı bir ifade alanı yaratmaktadır. Mekanı da sayarsak, kendiliğinden mekan içinde mekan oluşturmuş olur. Bu ifade alanı içinde de renk, ışık ya da farklı görsellerin sınırsız çeşitlilikte kullanımına imkan tanırken, içinde derinlik oluşturarak kesitindeki imgeleri farklı boyutlara taşıyan bir aracı olmakta ve zaman zaman da anlamın kendisine dönüşebilmektedir.