Abstract
Açık alan için üretilen heykeller duyulara hitap edecek şekilde üretilmeleri ile daha iyi yaşanabilir kamusal alanlar yaratmada etkin bir rol üstlenebilirler. Bir kamusal açık alan heykeli çevresi ile kurduğu ilişkilerden aldığı güç sayesinde mekanın dinamikleri ile kaynaştığı zaman, düşünsel ve fiziksel anlamda bütünlüğünü oluşturacaktır. Kamusal açık alanda yer alan çalışmalar gerek mekansal çevre içinde boyutları açısından, gerekse içerdiği bildiriler ve toplumsal ilişkilere açık olması bakımından iç mekan için kurgulanan heykellerden ayrılır. İzleyici ve açık alan heykeli arasında gerçekleşen ilişkinin biçimleri ve bunların oluşma şartları tasarım aşamasında heykel plastiğini etkiler. Mekanın dinamikleri içinde o mekanı kullananın alışkanlıkları, tasarlanma aşamasında heykelin plastiğine aktarılabilecek önemli ipuçlarını verebilir. Sanatçının, izleyici algısını etkileyen faktörleri değerlendirerek açık alana yerleştireceği heykeli tasarlamış olması, mekanın tamamı üzerinde de algısal farklılık yaratabilir. Heykel, mekanın bir değeri olarak o mekandan ayrılamaz bir parça ve oranın kullanım amaç ve araçlarından biri olduğu konusunda mekanı kullananın zihninde bir imge oluşmasını sağlayabilir. Heykelin kendisi ilişkinin tarafı olmakla birlikte onu yapanı temsil eder ama aynı zamanda heykeltıraştan bağımsız olarak izleyici ile ilişkiye geçer. Bunun için açık alana yapıt yerleştirecek bir sanatçı, yapıtın kendi içsel sorunlarının ötesinde çok iyi bir gözlemci olarak sosyokültürel yapı, mekanın fiziksel özellikleri, belleği ve alanın kullanım alışkanlıklarından doğan kullanıcı ihtiyaçları, iklim koşulları v.b. dış sorunlarla da hesaplaşmak durumundadır. ANAHTAR KELİMELER: Heykel, Kamusal Alan Heykeli, Heykel-İzleyici İlişkisi, Heykel ve Çevre, İzleyici Algısı.