Özet
Selçuklu devletinin zayıflamasıyla birlikte bağımsızlığını ilan Türkmen beylikleri XIV. yüzyıl Anadolu'sunun kültür ve sanat ortamına damgasını vurmuşlardır. Anadolu'nun farklı coğrafyalarında hüküm süren her Beylik, Selçukluların bıraktığı mirastan da beslenerek kültür ve sanat alanında yoğun faaliyet içerisine girmişlerdir. XIV. yüzyıldan günümüze sınırlı sayıda tezhipli el yazması ulaşmıştır. Tezde tezhip tasarımları incelenen otuz iki yazmanın iki tanesinin Karamanoğulları (KMM 12- 13), iki tanesinin Hamidoğulları (SK Fatih 2841, SK Ayasofya 2067), bir tanesinin de Eşrefoğulları (SK Ayasofya 2445 ) için hazırlandıkları kesindir. Diğer eserlerin ketebe kayıtlarında yeterli bilgi olmaması, bunların hangi beyliğin himayesi altında hazırlandıklarını belirlemeyi zorlaştırmaktadır.XIV. yüzyılın kültür ve sanat ortamı içerisinde, Mevlevilerden oluşan yeni bir hami grubunun doğduğu görülmektedir. Mevlevi sanat hamileri, Mevlâna başta olmak üzere Sultan Veled ve Şems-i Tebrîzî'nin eserlerinin tezhipli nüshalarını hazırlatarak, tarikatlerine bağlılığın bir ifadesi olarak Konya Mevlânâ Dergâhı'na vakfetmişlerdir. Mevlevi sanat hamileri tarafından hazırlanan eserler sahip oldukları zengin tezhip tasarımlarıyla döneme damgasını vurmuşlardır.XIV. yüzyılda hazırlanmış tezhipli yazmaların büyük çoğunluğu tasavvuf konusunu içermektedir. Kur'an-ı Kerim nüshalarının yanı sıra çok hadis, fıkıh ve tefsir konulu eserler de tezhiple bezenmiştir. Bu dönemden bir tane tarih ve fizik konulu eserin de tezhipli olduğu görülmektedir. Türklerin kitaplara olan ilgisini kanıtlayan bu eserler, sahip oldukları bezemelerle dönemin tezhip tasarımlarına ışık tutmaktadırlar. Büyük Selçuklu dönemine kadar inen renk ve tasarım kurgusunun İlhanlı ve Memlûk etkisiyle gelişim göstermesi de kültürel etkileşimin bir göstergesidir. Diğer taraftan tezhip tasarımının taş, ahşap, maden, çini, kalem işi gibi malzemelerde de tekrarlanması dönem üslubunun bir ifadesidir.