Abstract
Kant'ın aklın bilme sistemini inşası, bilginin sınırlarını ve olanaklılığını araştırması onun insan, özne merkezli oluşuna olduğu kadar insan olmanın sorumluluğuna belki de insan nedir sorusuna verilmiş bir yanıt olduğu söylenebilir. Kant, bakışı sadece bilgi,bilebilme sınırında kendi üzerine çevirirken insanın bütün etkinliklerine de kapsayıcılık taşır. Bu noktada denilebilir ki, Kant insan edimin yol açtığı felaketlerin yıkımlarında sebebini bu akılda görerek aklın eleştirisi yapmıştır. Aklın, deneyimin sınırlarında bu yetisi, bilginin koşulu olan deneyimi pratik yaşantının deneyiminin de koşulu olmasıyla aklı yeniden pratik olanla ilişkilendirmiştir. Akla yapılan vurgu, insanı duyarlılıktan uzak bir varlığa değil, bu duyarlılığı kullanma araçlarını ve yollarını kendi sorumluluğunda bir ödev duygusuna bağlayacaktır. Bu noktada oldukça ilginçtir, ödev dışsal olan yapısı, içsel bir duruma dönüştürülerek, aklın yıkıcı kurumlarının dışsallığı da iç yasaya bağlanmış olur. Yasa dışarıdan değil içeriden gelir. Akıl bir kez daha kuşatma altına alınır. Kant, ve tabii alman idealizmini yirminci yüzyılda yüzyılda vardığı söylenen felaket sonuçlarının -bu tez bu felaket yakıştırmasının sadece ideolojik olduğunu, bunun bu düşünce dünyasına zorla yakıştırılan bir suçlu arayışı olduğunun düşüncesiyle bu tez seçildim- aklın felaketlerinin önceden farkına vararak bir iç yasayla zapturapta aldığı söylenebilir. Aklı kendi kendisinin hükümranlığından kurtarmıştır. Akıl, yasayla bu etkin rolünü denetim, kontrol altına alarak, kamusal alanda iletilebilirlik üzerine oturan söz söyleme yeteneğine de sorumluluk kavramını katmıştır. Aklın bütün edimlerinin bir yasa ilkesiyle ilişkilendirilmesi, sanat yapıtında ilkeyi koyan öznenin tikelliğiyle yeniden bir öznellik alanına geçilir. Sanat yapıtı yasa koyucu öznenin evrensele ulaştığı alan da olacaktır. İnsan, kozmosa dokunabilmenin olanağını bulmuştur. Anahtar kelimeler; anlama yetisi, amaç, buyruk, kategorik buyruk, eleştirel felsefe, maksim, isteme ilkesi, yasanın genelliği, kendi başına şey, mutluluk ilkesi, ödeve uygun, ödevden dolayı, özgürlük idesi, özerklik, yargılama gücü, yasa, yükümlülük, zorunluluk.