Abstract
Çalışmamızın amacı, modern dünyanın bugün uzlaşımsal olarak en iyi yönetim
biçimi olarak kabul ettiği demokrasiyi, felsefe içinde güçlü bir geleneğe sahip olan
etik yaşamın peşinde bir kavramsallaştırma olan “iyi yaşam” açısından ele almaktır.
İyi yaşam bizim açımızdan tek bir kişinin veya tek bir zümrenin iyi yaşamı fikrinden
çok herkesin iyi yaşamıdır. Aristoteles’den kaynaklanan kavram (iyi yaşam) belli
sayıda iyi insanın yaşamını iyi yaşam olarak tanımlar, oysa ki biz modernler için iyi
yaşam bütün etik konsepsiyonların yanına en temel katman olarak herkesin yaşamda
kalmasını, normal şartlarda yaşamasını içeren bir boyutu göz ardı edemez. İyi yaşam
eğer etik bir yaşamsa, ki öyledir filozoflar için, ötekinin şiddet ve baskıya maruz
kaldığı bir dünyada kısıtlı sayıda insanın bu deneyimi yaşaması kabul edilemez.
Dolayısıyla demokrasi kavramı merkezi önemdedir. Ancak sınırları yeryüzünün
sınırları ile örtüşen, kimsenin dışarıda kalmadığı, herkesin evrensel misafirperverlik
hakkından nasibini aldığı bir demokrasi içinde bir iyi yaşamdan bahsedilebilir.
Öte yandan iyi yaşam etik olduğu kadar estetik bir boyutu da içerir. Buna göre, bir
arzu varlığı olarak insanın arzuyu hazza dönüştürme deneyimi iyi yaşam açısından
temel önemdedir. Çalışmanın birinci bölümü demokrasi, egemenlik ve hukuk
yapılarına iyi yaşam açısından yaklaşırken, ikinci bölümde iyi yaşam kavramının
Yunanlı kökleri ve etiko-estetik boyutu ele alınmaktadır.
Çalışma büyük bir literatürün taranmasını gerektirmekle birlikte, amaca uygun
sınırlandırılmış bir literatür taraması yapılarak çapraz okumalar ile her iki kavram
tarihsellikleri ve güncellikleriyle ele alınmaya çalışılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER: İyi Yaşam, Demokrasi, Öteki, Egemenlik, Sorumluluk