Abstract
Tarihi 1789 Fransız Devrimi'nden çok da öteye gitmeyen bir kavram olan milliyetçilik, son yıllarda tüm dünyada etkisini gitgide daha fazla hissettirmektedir. Her ne kadar küresel ekonomi veya sosyo-kültürel yakınlaşmalar artmakta olsa da kurulmuş bir birliktelik olan milletlerin üyeleri kendilerini her geçen gün daha fazla savunmak durumunda kalmaktadır. Bunu yaparken ise kendi içlerindeki farklı grupları da dışlayabilmektedirler. Avrupa Birliği'ne giriş müzakerelerinin başlangıcından itibaren Türkiye'de dikkat çekici bir şekilde gözlenen milliyetçilik dalgası, özellikle son bir yılda meydana gelen bazı olaylarla daha da görünür hale gelmiştir. Orhan Pamuk'un Türkiye'de en tartışmalı konulardan biri olan azınlıklarla ilgili yaptığı soykırımı olumlayıcı açıklama, ünlü yazarın yargılanma sürecini başlatmıştır. Davanın düşmesine kadar devam eden bu süreç, köşe yazarları arasında bölünmeye sebep olmuştur. Bu çalışmada merkez basında yer alan köşe yazarlarının söylemleri incelenerek farklı türden milliyetçiliklerin nasıl hayat bulduğu ele alınmıştır. Bu yazarlar arasında kimi Pamuk'un Türk imajına zarar verdiğini düşünmekte; kimi ise bu açıklamaların düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Her ne olursa olsun yürütülen bu tartışmalar, milliyetçi söylemin en azından günümüz siyasal ve toplumsal ortamında, tarih sahnesinde uzun süre daha yer bulacağının bir göstergesidir.