Özet
Hikâyenin tarihi çok eskilere dayanmasına rağmen kısa hikâye oldukça yenidir. Türde modernleşme önce Amerika'da başlamış ardından Fransız ve Rus yazarlar bu harekete katılmışlardır. Türk edebiyatında, Batının etkisiyle, modernleşme çalışmaları 1870 sonrasına rastlar. 1870-1890 arasında hikâye yazarları eserlerinde bir yandan Batılı özellikleri denerken bir yandan da geleneksel tahkiyenin izlerini sürdürürler. 1890'dan sonra ise türde gerçek anlamda yenileşme görülür. Bunun nedeni hikâye yazmanın yanında yazarların türü tanımlama gayretleridir. Önce romanla hikâye farkını ortaya koyan yazarlar yayımladıkları hikâyelerde Batılı kalıplara yaklaşırlar. Hikâye günden güne içerikte gelişse de 1928'e kadar hak ettiği yere sahip olamaz, tüm çabalara rağmen romanın gerisinde kalır. Ancak bu tarihten sonra edebî türler içinde üst sıraya yerleşmeye başlar. İlk hikâye dergileri, ilk hikâye antolojileri, ilk hikâye tartışması 1920'lerin sonunda ortaya çıkar.Bu çalışmada 1870 ile 1928 arasında Türk edebiyatında modern hikâye üzerine geliştirilen düşünceleri, türü yerleştirme çabalarını ve hikâyenin neden romanın gerisinde kaldığını hikâye yazarlarının kaleminden göstermeye çalıştım.