Özet
Küreselleşme kapitalizmin süreç içerisinde ulaştığı en yoğunluklu aşamayı ve bunların kültürel, politik yansımasını içeren, bunun yanı sıra zaman ve mekan kavramlarına yeni anlamlar yükleyen bir süreç olarak tanımlanabilmektedir. Süreç içinde sermayenin kazandığı hareketliliğe bağlı olarak ekonomik ilişkilerin kentler üzerinden şekillenmesi, bu dönemin aynı zamanda metropoller çağı olmasına da neden olmuştur. Kentlerin bu derecede ön plana çıkması ve küresel ekonomiye eklemlenme çabaları kentlerin hızla mekansal şekillenişini değiştirmesine neden olurken, söz konusu gelişmeler bir taraftan da kentlerin tarihi çekirdeği üzerinde baskı yaratmaktadır. İronik olarak küreselleşmenin beraberinde getirdiği, zaman mekan kavramındaki dönüşüm, küresel kültür gibi unsurlar kentlerin kimliğinin ve kültürel değerlerin yoğunlaştığı tarihi çevrenin önemini arttırmaktadır. Bunun sonucunda kentler bu süreçte tarihi kent mekanlarına eğilerek bunları yaşatma yönünde hem avantajları, hem de dezavantajları bir arada yaşamaktadır. Söz konusu gelişmelerin avantaja döndürülmesi yönetimlerin ve yerel halkın bu kültürel değerleri yaşatma çabasına bağlı olarak gerçekleşmektedir. Türkiye'de ise, ekonomik gelişme adına bu değerlerin göz ardı edilmesi yada hızla ticarileştirilmesi söz konusudur. Bu çalışmada ülkemizde bu sürecin ne yönde geliştiğini ve gelişmenin ardındaki nedenleri ortaya koymaya çalışmaktadır.