Abstract
"Her şeyi objeleştirme yeteneğine sahip insan yetisiyle, düşünsel olarak kurulan soyut dünyayı, objeleştirme -biçime sokma- sorunuyla uğraşıyorum"(l) sözü, sanat etkinliğimin yönünü ya da ilgi alanımı belirleme isteğindeki bir açıklamaydı. Bu çalışma, bu sözü açma ve resimlerimin biçimsel anlatımı uğraşısını verir. Tasarladığım düşünsel dünyanın bilincimiz dışın da bağlantı kurduğu şey tümde kalmamıştır. Kurma etkinliğiyle kurulan ve öznellik sınırları içerisinde gerçekleşen bu düşünsel dünya, soyut biçimde ortaya çıkar. Kurulan soyut dünyada, sanatsal mekân fikrini verecek şey nedir? Görünürlüğün tümünde, bağlantı kurduğu şeyin dışarıda gerçek olarak var olmaması, mekân fikrini engeller mi? Çalışmada, bu sorulara cevap aranır. Her ruhsal olay obje olarak, bir şeyi içinde bulundurur; bu objeye yönelimi, insanın her şeyi objeleştirebilme yeteneği karşılar. Objeye bağımlı mekânda, mekân fikrini veren, objelerin görünürlüğü, duyulurluğudur. Bu, kurulan mekânın taşıdıklarının birbirine olan farklılığı, yabancılığı ya da sıkça tekrar ettiğim, karşıtlığıdır. Mekânda taşınanların görünürlüğü ve bu görünürlüklerin derecelenmesi, açılımı sanatçının ifadesidir. Karşıtlığın uç noktalara yaklaşımıyla görünürlükte açıklık, kesinlik, sağlamlık aramam beni çizgisel bir yapıya yaklaştırmıştır. Piçimi görme yöntemim, belliliğin görevine girmiştir. Resimlerimde belirlilik, biçimlerin görünürlüğünde kalmıştır. Belirsizlik ise tek tek biçimlerin görünürlüğüne değil, bileşimin tümdeki anlamına verilmiştir. Yapılan-edilen şeyin işlem ve rolünü önceden saptanamayacağını biliriz. Buraya değin yazılanlar şimdi ki sanatsal yaklaşımımın sözcül bir açıklama girişimidir. Bu açıklama girişimi ile birlikte yapılan-edilenler ancak yeni yolculukların habercisi olurlar.