Abstract
XVII. yüzyıl, Osmanlı Devleti'nde dıştan pek hissedilmeyen çözülmelerin gün ışığına çıktığı dönemdir. Bu yüzyıl içerisinde on Osmanlı sultanı hüküm sürmüş, yüzyılın başlan kadınlar saltanatına sahne olmuştur. Hükümdarların ve devletin üst kesiminin Edirne'ye taşınmasıyla, İstanbul ve Anadolu'da ayaklanma ve isyanlar başlamış ve bunun sonucunda da Osmanlı toplum yapısına ve sanatına yansıyan bir durgunluk yaşanmıştır. XVII. yüzyıl Kur'ân-ı Kerîm '1 erinde, bu dönem öncesinde olduğu gibi yeni üslûplar olmadan eski klasik gelenek, yüzyıl başlarında devam ettirilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden yüzyıl başlarına tarihlenen Kur'ân-ı Kerîm tezhipleri, XVI. yüzyıl tezhipleriyle benzer özellikler taşımaktadır. XVII. yüzyıl ortalarından itibaren kazanılan yeni özelliklerle bu dönemde tezhibi yapılmış Kur'ân'lar XVII. yüzyıla ait olduklarını belli ederler. XVI. yüzyılda son şeklini alan Kur'ân tezhip alanları, XVII. yüzyılda da değişmeden kullanılmıştır. Serlevha tezhipleri ile sûrebaşı tezhiplerinde cedvel sayısı azalırken bezeme özellikleri de basitleşmiştir. Yüzyıl sonlarına yaklaştıkça tezhibin genelinde renk solgunluğu dikkat çekicidir. Bunun nedeni, zemin rengi olarak kullanılan lapis renginin, altın mürekkebine oranla daha az kullanılması ve renk tonunun bozulması, limon küfü yeşilinin ağırlıklı kullanılması, renk ahengine baygınlık vermiştir. XVII. yüzyıl Kur'ân-ı Kerîm tezhiplerinde bu altın ve renk dağılımından başka en vurgulayıcı, dönemini belirten tezhip özellikleri, serlevha tezhiplerinde görülen kenarsuyundaki içbükey dilimlenme ile motif formlanndaki bozukluklardır.V Hatâyî çiçeklerinin çok az kullanılması ile rozet çiçeklerdeki kırmızı renkle yapılan erkek organlar, bu dönem tezhip sanatında görülen karakteristik motif Özellikleridir. XVII. yüzyıl Osmanlı Kur'ân-ı Kerîm tezhiplerinde görülen, önceden belirlenmiş tezhip alanları içinde tezhip sanatı ilkelerini zorlama, kendinden sonraki yüzyıllara aktarılan en önemli özelliktir.