Abstract
Tasarlama eyleminin imgelem boyutu; temsil formlarının hem fiziksel hem mental yapıları gereği antinomik katmanlar içerir. Kavramlar yapıları gereği zihinseldir ve fiziksel evrende 'olmak' için temsilciye ihtiyaçları vardır. Bir sembolün ana işlevi; gözlemcilere kendisinden başka birşeyi işaret etmesi, bir şeyleri hatırlatması, kendinden başka bir veya birçok şeye göstergelik etmesidir. Diğer taraftan da bir temsil formu olarak tasarım ürünü; nesnel olarak bireyler arasında aitlik tanımlaması da yapan bir düzenlemedir. Her hangi bir tasarım ve insan zihni arasındaki ilişkinin bir simge boyutu kazanması, anlamla simgesi arasında son derece güçlü çağrışımsal bir bağ oluşturur. Bu bağ; imgelere anlamı veren ya da imgelerin anlaşılmasını sağlayanlar temsil yapıları değil, bizzat bu yapılarla kurulan karşılıklı ilişkilerde saklı olup engin bir altyapı (temsil yapısını türüne göre) çalışmasını da gerekli kılar.
The imaginary dimension of the design action; both physical and mental structures of representation forms contain antinomic layers. Concepts are mental due to their nature and need representatives to be 'in the physical universe'. The main function of a symbol; it is to point observers at something other than itself, to remind something, to show something other than itself. On the other hand, the design product as a representation form; it is also an arrangement that makes the definition of belonging as an objective. The fact that the relationship between any design and the human mind gains an icon dimension creates an extremely strong associative bond between its meaning and its symbol. This bond; those who make sense of images or provide an understanding of images are not the structures of representation, but also the necessity of working with a vast infrastructure (according to the type of representation) hidden in the mutual relations established with these structures.