Abstract
Çağlar boyunca var olan tiyatro sanatı, bulunduğu dönemin ruhu ve gerekliliklerini karşılayabilmek adına, seyirci ile kurulacak ilişki üzerinden mekânsal yenilikçi çözümler aramıştır. Modern dönemin etkisi ile birlikte tiyatro sanatı ve mekânı hızla değişen dünya, toplum ve insan yapısıyla paralel olarak kendini her seferinde yenileyen ve üretken bir yapıya dönüşmüştür. Tiyatro mekânı önceki yüzyıllara nazaran daha hızlı gelişen 20. Yüzyıl teknolojisinin beraberinde getirdiği yeniliklere ilk etapta uyum sağlamakta zorlanmış ancak en hızlı evrim sürecini bu dönemde geçirmiştir. Sahne mekânının geçirdiği evrim, seyirci –seyir yeri ilişkisi, metinlerin ele alınış şekli, yönetmen-yazar ilişkisi, performans sanatçılarının çok yönlülüğü gibi unsurların bir araya gelmesiyle tiyatro sanatının multidisipliner bir sanata dönüşümünü sağlamıştır. Projeksiyon, led ekran ve panolar, video art, hologram, lazer gibi gelişmiş teknolojiler, yenilikler tiyatroda ciddi bir dönüşüme; metin yazımından sahneleme biçimine kadar pek çok önemli unsurun değişimine sebep olmuştur. Bu değişim beraberinde yeni sahne yapısı ve biçimlerinin de ortaya çıkmasına ve bir kabuk değişimine sebep olmuştur. Çağdaş sahnenin temsilinde bu çeşitlilik yeni temsil biçimlerine ve farklı alt türlerin oluşmasına zemin sağlamıştır. Bu çalışmanın amacı; tarihsel süreç içerisinde tiyatronun disiplinlerarası etkileşimini de irdeleyerek, teknolojiyle sahne ilişkisinin vardığı son durakta, günümüzün öncü ve yenilikçi tiyatro yönetmenlerinden biri olan Franco Dragone'un direktörlüğünü yaptığı şovların gerçekleştiği mekânların; performans sanatları mimarisinde yeni bir öğe haline gelerek Su Tiyatrosu olarak anılmasını sağlayan arka planı incelemek ve mimaride yeni bir kapı açan, dans, müzik, yüzme, akrobasi gibi farklı sanat ve spor dallarının bir arada kullanılması için gereken standartların ve tasarım kriterlerinin saptanarak literatüre kazandırılmasıdır.