Abstract
Bu eser metni, fiziksel mekânda deneyimlenen ışık-gölgenin oluşturduğu farklı atmosferlerin resim sanatına nasıl yansıdığı sorusundan hareket eder. Çalışmanın ilk bölümünde mekân kavramı, insan bedeninin bulunduğu yer ve konumla ilişkilendirilen anlayışın yanı sıra, teknolojik gelişmelerle birlikte konumdan bağımsızlaştığı ve bu doğrultuda öznenin mekân algısının değiştiği bir anlayış üzerinden karşılaştırılmalı olarak açıklanarak tanımlanır. Mekânın ne olduğu ve sınırlarının nasıl belirlendiği, onu oluşturan unsurlar ve mekân-insan ilişkisi üzerinden incelenir. Çalışmanın ikinci bölümünde ev kavramı, mimari yapı-mekân-insan ilişkisi üzerinden ele alınır ve ev mekânı üzerinden tanımlanır. Evin yapısı hem geçişlilik hem de sınır işlevi taşıyan kapı, pencere gibi öğeleri üzerinden iç-dış mekân ayrımı çerçevesinde sorgulanır. Resim sanatında ev içi konularının ele alındığı enteriyör tür resmi, öznel ve nesnel yaklaşımla kullanılan ışık-gölge ve mekânda iç-dış geçişliliği karşıtlıkları üzerinden incelenerek açıklanır. Çalışmanın üçüncü bölümünde, mekânın görsel olarak algılanmasındaki en önemli faktör olan ışığın doğası ve mekânla olan ilişkisi, tarih boyunca yapılan bilimsel çalışmalar üzerinden açıklanır. 15.yy.dan 19.yy. başına kadar üretilen resimler üzerinden, nesnel ve öznel sanat anlayışının resim kurgusundaki etkileri, resimde kullanılan ışık-gölgenin resimlerin plastik anlatımına ve içeriğine olan etkisi bakımından ve metin boyunca irdelenen mekân, ışık-gölge, iç-dış gibi kavramlar açısından ev meselesine odaklanılarak sanat eserleri üzerinden incelenir. "Eserler" bölümünde, sanat tarihine ve kültür tarihine genel bakışla yazılan önceki bölümlerde irdelenen verilerin ışığında, yazarın resimlerinde kurguladığı mekânlar, iç-dış mekân ilişkisi bağlamında incelenen ev kavramı ve öznel yansımaları barındıran ışık-gölge kullanımının resmin içeriğine ve plastiğine etkisi üzerinden açıklanır.