Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Görünmezin deneyiminde öznenin muğlaklığı ve sorumluluğun imkanı
Özet
Felsefe genellikle dünyaya ve insana dair kaosu ya da çokluğu bir düzen ve birlik içerisinde ifade eder. Modern batı düşüncesinde bu düzen ve birliği özne temsil eder. Hakikat öznenin zihni süreçlerinde ortaya konur ve Cogito özellikle Descartes ile birlikte bir töz olarak her şeyin temeline yerleşir. Bu tez özne meselesine bir kesinlik ve zemin olarak değil ama bir muğlaklık ve zeminsizlik olarak bakmaya çalışmış ve bunun sorumluluk kavramıyla ilişkisini ortaya koymuştur. Bunu üç temel hattı takip ederek yapmıştır: öznenin nesneyle ilişkisi, öznenin kendisiyle ilişkisi ve öznenin başkasıyla ilişkisi. Bu muğlaklık fenomenolojik yöntemle birlikte ele alınmıştır. Zira fenomenoloji bu tezin hem yöntemi hem konusu olarak bu ilişkileri birer ilişkiselliğe çevirmiş ve öznenin türlü ilişkilerindeki görünmezlik boyutunu ortaya koymuştur. Antik dönemde özne-nesne ilişkisi insan ve dünyanın irtibatı açısından logos kavramı ekseninde tartışıldığından Platon ve Aristoteles'in logos kavramına bakmak ve bunun sorumlulukla ilişkisini ortaya koymak önemlidir. Bu açıdan sorumluluk ve logos ilişkisi Platon ve Aristoteles'in düşünceleri bağlamında ele alınmıştır. Çalışmanın ilk ana hattı olan özne-nesne ilişkisi fenomenolojinin kurucusu Edmund Husserl'in ayrıntılı bir şekilde tartıştığı algı ve fenomenolojik epokhe kavramları üzerinden ortaya konmuştur. Nesneye dair görünmezlik boyutu ön plana çıkarıldıktan sonra bu boyutu varolanlardan varlığa taşıyan Martin Heidegger'in düşüncelerine yer verilmiştir. Öznenin nesneyle ilişkisini takiben öznenin kendisiyle ve başkasıyla olan ilişkisi de ele alınmıştır. Burada öncelikli olarak Derrida'nın Husserl okumasına yer verilmiş ve kendilik ile ilişki içsel bir monolog yerine çok sesli bir diyalog olarak ortaya konmuştur. Bunu takiben içsellik alanı Levinas'ın düşüncesi bakımından ele alınmış ve ardından başkasına giden yola bizi taşıyacak olan Husserl ve Heidegger'in özneler-arasılık ve herkes dünyasını nasıl ele aldıkları ortaya konulmuştur. Bunu takiben Levinas'ın yüz kavramı görünür ve görünmez boyutlarıyla tartışılmış ve bir sınır fenomeni olarak sorumlulukla ilişki açığa çıkarılmıştır. Çalışmanın son bölümünde öznenin başkasıyla ilişkisine odaklanılmış ve öznenin nesneyle ve kendisiyle ilişkisinin özneyi muğlak bir hale getirmesiyle ortaya çıkan sorumluluk kavramı ele alınmıştır. Sorumluluk öznenin bir sıfatı ya da ona sonradan yüklenen bir yük olarak değil ama her zaman orada başkalık olarak duran bir kavram olarak düşünülmüştür. Bu durum öncelikli olarak Kant'ın koşulsuz buyruğu ve Derrida'nın ona karşı tutumu üzerinden ortaya konulmuştur. Daha sonra sorumluluğun bir aporetik deneyim olarak ele alınmasında etkili olmuş ölüm deneyimi tartışılmış; son olaraksa daha gündelik ve sıradan bir deneyim olan bir davete cevap verme ya da vermeme durumunun aporetik boyutları açığa çıkarılmıştır. Böylece sorumlulukta açığa çıkan görünmezlik boyutu aporetik olarak ele alınmıştır.