Özet
Linç, bir kolektif şiddet biçimi olarak kitlenin hızlı bir biçimde hüküm vermesi ve bu hükmü hemen o anda uygulaması, "suçlu" olduğunu düşündüğü kişi ya da kişileri cezalandırması olarak tanımlanabilir. Ortada ne mahkeme ne de hakim vardır. Belki suç bile yoktur. Hukukun yokluğuyla karakterize olan bu şiddet eylemi kitlenin adalet iddiasını taşımaktadır. Linç, bir bakıma devlet hukukuna bir karşı çıkış, onun yetersizliğine karşı ivedi bir hak teslimi, kendi adaletini yaratma fikrinin bir yansıması olarak anlaşılabilmektedir. Ancak bu pratikte de böyle midir? Yoksa tam tersine linç, devletin resmi dili, söylemi ve hukuk sistemi, temel kurumları aracılığıyla biçimlendirilen, gündelik kanaatlerin, zihniyet yapılarının ve duyarlılıkların üretildiği ve düzenlendiği, bu düzenlemenin bir yönetim stratejisi ile kime, ne zaman yöneleceğinin tayin edildiği bir alanın parçasını mı oluşturmaktadır? Cumhuriyet'in kuruluşundan 2000'li yıllara kadar gelen dönem bu çerçevede ele alındığında kolektif şiddet ve linç pratikleri çeşitli etnik, siyasi ya da dinsel azınlıklara yönelmiş bir dizi toplumsal olayda kendini göstermektedir. Buna 1990' lı yıllarda Kürt coğrafyasında sürmüş olan yoğun çatışma döneminin ağır şiddet biçimlerinin ve insan hakları ihlallerinin mirası da eklenmektedir. 2000'li yıllar ise Türkiye'de neo-liberal iktidar yapısı ve ondan türeyen güvenlik devleti anlayışının gündelik yaşama yayıldığı, farklı şiddet ve baskı mekanizmalarını doğurduğu ya da mevcut mekanizmaları beslediği, hukuk devleti ile sivil toplum anlayışının muğlaklaştığı bir dönem olarak kendini göstermektedir. Bu yıllar aynı zamanda linç eylemlerinde belirgin bir artışın olduğu yıllardır. Bu çalışmada, Türkiye'de 2000'li yıllarda gerçekleşmiş olan linç eylemlerini şiddet, kolektif şiddet ve şiddet kullanımında devletin konumu ile hukukun rolü ekseninde ortaya koymak, milliyetçilik ideolojisi ile ilişkini tartışmak, kitlenin şiddetini anlamak ve bu linç eylemlerinin altında yatan dinamikleri analiz etmek hedeflenmektedir. Bu analizi de beş linç davası üzerinden yapmaktadır. Nitel araştırma yöntemi ile tarafların beyanları içerik analizine tabi tutulmuştur. Lincin taraflarının kendilerini, linç eylemini ve eylemin sebeplerini nasıl ortaya koydukları anlaşılmaya çalışmış, lincin toplumsal dayanakları lincin taraflarıyla tartışılmıştır.